TOPAKKAYA tarihi
Tarihi belgelerde Çimeli Aşireti'nden değişik isimlerle bahsedilmektedir. Cemeli, Cemelü,*Cemeli Arabı(1), Beni Huneyn, Çemelü Arabı, Çemenlü Arabı(2), Cemeli Türkmanı(3), Çemeli, Çemelü, Çemeli Arabı(4), Çimeli, Çimelü, Çimeli Arabı, Beni Huneyn, Çemeli Arab(5) şeklinde tarihi kayıtlara rastlanmıştır.Yazılış farkı olsa da aynı aşiret veya cemaat kastedilmektedir.Çimeli Aşireti'nin bu isimlerle anıldığı yukarıda verilen kaynaklarda açıkça belirtilmiştir. Tarihi belgelerde Çimeli topluluğundan bahsederken bazen cemaat(5), bazen aşiret(1), bazen boy(6) şeklinde yazıldığı görülüyor. Türkmenler arasında 3-5 haneyi geçmeyen guruplara
ba, akraba topluluklarına: aşiret veya cemaat,aşiretlerden oluşan topluluklara: boy veya kabile denmekteyse de(7),Osmanlı arşiv belgelerinde boy,oymak,aşiret ve cemaat deyimleri aynı anlamda kullanılmaktadır.Belgelerde ve defterlerde herhangi bir Türk topluluğuna boy denildiği gibi oymak,aşiret,cemaat de denilmektedir(8). Çimeli(Çimeli Arabı) Cemaati ,İnallu(İnallı) Aşiretindendir(5).İnallu boyu Oğuzların Boz-Ok koluna mensupturlar(9).Boz-Ok koluna mensup İnallular, İnaloğulları adıyla da anılmaktadırlar(10). Çeşitli Türk topluluklarını ayırt eden dil lehçeleridir.Bu lehçelere göre Türkler Oğuz,Uygur,Karluk ve Kalaç gibi kısımlara ayrılır.Oğuz Türkleri'ne Türkmen de denmektedir(11).Oğuzlar'ın tarihi Oğuz destanı ile başlar.Buna göre Oğuz Türkleri 24 boya ayrılmaktaydılar.Oğuz Han'ın herbir oğluna 4 boy bağlıydı.Günhan, Ayhan, Yıldızhan'a bağlı boylara Boz-Ok'lar denmekteydi. Tarihi kaynaklara göre Oğuz Boyları listesi aşağıda tasnif edildiği şekildedir(12,13). *Çimeli aşireti bazı eserlerde, Cemeli Arabı, Çemenlü Arabı, Çimeli Arabı, Çemeli Arap olarak geçmekteyse de; konuyla ilgili tüm eserlerde Türkmen aşireti olduğu açıkça belirtilmektedir (1,2,3,4,5).Bu adların Çimeli Aşiretinin uzun süre Halep ve Tarablus bölgelerinde(Suriye) Arap toplumu içinde kalıp, Anadolu’dan Süriye’ye gidip tekrar geri döndüklerinde verildiği anlaşılmaktadır.Aşiretin Araplarla soy yönünden hiçbir ilişkisi olmadığı eser baştan sona okunduğunda anlaşılacaktır. OĞUZ BOYLARI LİSTESİ (12,13) Oğuz Han Bozoklar Üçoklar Günhan Ayhan Yıldızhan Gökhan Dağhan Denizhan Kayı Yazır Avşar Bayındır Salur İğdir Bayat Döğer Kızık Peçenek Eymir Büğdüz Alkaevli Yaparlı Beğdili Çavuldur Alayunt Yuva Karaevli Dodurga Karkın Çepni Yüreğir Kınık Tarihi belgelerde Çimeli Cemaati veya Aşireti,İnallı(İnallu) Aşireti veya Boyu'nun mensubu olarak belirtildiğinden(5),İnallı Aşireti tarihi aynı zamanda Çimeli Aşireti'nin tarihi anlamına gelmektedir.İlerde görüleceği üzere Çimeli hakkındaki tarihi bilgiler,İnallılar hakkındaki bilgilerle çakışmaktadır. ANADOLU SELÇUKLULARI VE MOĞOL İSTİLASI 13.yüzyılın ortalarında Moğol istilasının başlamasıyla Türkistan, Horasan, Erran ve Azerbaycan’dan pekçok Türkmen Selçuklu topraklarına sığındı.Yalnız göçebe Türkler değil, yerleşik nüfustan da önemli bir kısmı Anadolu’ ya gelmişlerdi (14). Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından kurulan Anadolu Selçuklu Devleti (1076-1318), II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında oldukça zayıflamış ve iç karışıklıklar ortaya çıkmıştır.1240’ ta Baba İshak isyanı Selçukluların ne kadar zayıf bir durumda olduğunu açıkça ortaya koymuştu.Selçuklulardaki karışıklıklardan yararlanmak isteyen İran’ daki Moğol kuvvetleri komutanı Baycu 1243’ te Selçuklu ülkesine yürüdü.Sivas’ ın 80 km. doğusunda Kösedağında yapılan savaşta Selçuklular Moğollara yenildi.Bu tarihten sonra Selçuklular yıkılışlarına kadar Moğolların tabiiyeti altında kaldılar; ve Moğol zulmü devam etti(15, 16).1318 de Moğol valisi Timurtaş Türkiye Selçukluları saltanatına son verdi(17).1243 ten sonra Selçuklu ülkesinde hakimiyet kuran Moğollar, 1277 de ülkenin idaresini fiilen ele geçirdiler.Selçuklu sultanları Moğol Hanlarının alelade tabileri durumuna düştüler. Anadolu’ dan Moğollara karşı mücadele eden biricik unsur Türk göçebe toplulukları yani Türkmenlerdi.O zamanlar yerleşik halka Türk denmekteydi. Selçukluların Moğol hakimiyetine girmesinden sonra Türkmenler devlete itaatsizlik gösterdikleri gibi Moğollara da baş eğmediler.Selçuklu sultanları bunları itaat altına alacak bir kuvvete sahip değillerdi.İlhanlı Hükümdarı Hülagu (1256-1265) Anadolu’ daki kumandanlarına Türkmenleri cezalandırma emri verdi.Bilhassa Sivas ve Kayseri bölgesinde Türkmenlere ağır darbe indirdiler. Türkmenlerin çoğu güneye inerek Memlük topraklarına(Suriye) sığındı (18). Bunların arasında İnallılarda bulunuyordu(19). İlhanlı* hükümdarı Hülagu bir taraftan Anadolu Selçukluları içerisinde kendi ordusu ile mücadele eden göçebe Türkmenlerle savaşıp Anadolu’ daki hakimiyetini pekiştirirken, güneyden Irak üzerinden ilerleyip Mısır’ a kadar hakimiyet kurmak istiyordu. 1258’ de Bağdat’ ı alarak halife El Mu’tasım’ ı ve 800.000 müslümanı katlettirdi(20).Hülagu daha sonra komutanlarından Ketboğa Noyan’ ı Suriye’ yi fetih için gönderdi.Memlük** Sultanı Seyfettin Kutuz büyük bir ordu ile Moğolları karşılamak üzere Suriye’ ye gitti.1260’ ta Ayn-ı Calut denilen ve vaktiyle Hz. Davut’ un Calut’ u yendiği rivayet edilen yerde iki ordu karşılaştı.Başkumandanları Ketboğa Noyan’ la birlikte Moğol ordusunun hepsi kılıçtan geçirildi.Savaşın hemen sonrasında Sultan Baybars (1260-1277) Memlüklülere sultan oldu(21). *İLHANLILAR(1256-1353):Moğol İmparatoru Cengiz’ in torunu Hülagu(1256-1265) tarafından kurulmuştur.Kardeşi Moğol imparatoru seçilen Mengü Han 1253’ te Hülagu’ yu Batıya fetih için görevlendirmiştir.1256’ da Azerbaycan’ da İsmailiye devletine son verdi.1258’ de Bağdat’ ı alarak halife El Mu’tasım’ ı ve 800.000 müslümanı katlettiren Hülagu daha sonra Suriye’ ye doğru ilerledi.Filistin de Ayn-ı Calut mevkiinde karşılaştığı Mısır Memlüklüleri tarafından 1260’ ta bozguna uğratıldı (20). Moğollar tarafından Anadolu’ da sıkıştırılan Türkmen aşiretleri Memlüklülere sığınmışlardı(18).Moğollara karşı kazanılan zaferden sonra Sultan Baybars, Anadolu’ dan gelip kendilerine sığınan 40.000 hane Türkmen’ e Gazze’ den Antakya ve Sis(Kozan)’e kadar olan bölgeyi yurt olarak verdi(15, 19). Memlüklülerin yurt verdiği Türkmen aşiretleri arasında İnallılar da vardı(19). Yurt verilen bu Türkmenlerin çoğu burada daimi olarak yaşamıyorlar; yaz gelince Maraş bölgesi ve Sivas-Uzun Yayla’ da oturuyorlar, kışın tekrar dönüyorlardı(18). **MEMLÜKLÜLER(1250-1517):Mısır ve Suriye dolaylarında hüküm sürmüştür.1250’ de Muizüddin Aybek tarafından kurulmuştur.1257’ de oğlu Nurettin Ali yerine geçti.Moğolların Suriye’ ye ilerlemesi üzerine Mısır ileri gelenleri dirayetli bir kişi olmamasından dolayı 1260’ ta Nurettin Ali’yi tahttan indirerek yerine naibi Seyfettin Kutuz’u geçirdiler.O sırada Nurettin Ali çocuk yaştaydı.Sultan Kutuz Ayn-ı Calut’ ta Moğol ordusunu yendi.Ayn-ı Calut zaferinde Türk ordusunun öncü birliklerine kumanda eden Baybars’ a vaadettiği Halep valiliğini vermediği için 1260’ ta öldürüldü.Yerine Sultan Baybars(1260-1277) geçti(21). Suriye bölgesine birçok Türkmen aşireti yerleşmişti.Halep ve Şam Türkmenleri olarak bilinen aşiretlerin birçoğunun daha sonra değişik zamanlarda Anadolu’ya döndükleri görülecektir.13. yüzyılda Suriye’ de kalabalık bir Türkmen topluluğu yaşıyordu.Bu topluluğun önemli bir kısmı yazın Sivas’ ın güney yörelerine ve Uzun Yayla’ ya çıkıyorlardı.Bunlara Şamlı, Şam Türkleri veya Şam Türkmenleri deniliyordu.Bu Türkmenler Boz-Ok ve Üç-Ok şeklindeki eski Oğuz ikili teşkilatını muhafaza ediyorlardı.Boz-Oklar başlıca Haleb çevresinde ve Amik ovasında yaşıyorlardı. Kalabalık bir Türkmen topluluğu olan Boz-Oklar başlıca şu boylar tarafından temsil ediliyorlardı: Bayat, Avşar, Beğ-Dili, Döğer.Boz-Oklardan birçok tanınmış aileler çıkmıştır.Bu ailelerin başında Dulkadirliler gelmektedir. Dulkadirlilerin hangi boydan olduğu kesin bilinmemekle birlikte; Bayatlara mensup olması pek muhtemeldir(22). Boz-Oklardan diğer bir aile de İnaloğulları’ dır.Bu ailenin başında bulunduğu teşekkül İnallu(İnallı) adını taşımaktadır.Bu teşekkül Ak-Koyunlu faaliyetine katılmış, bir oymağı Şamlu(Şamlı) boyu arasında İran’a gitmiş, bazı kolları Amasya, Samsun ve Çankırı taraflarında yurt tutmuştur.Boz-Oklardan Köpek-Oğulları ve Gündüzoğulları Avşardan, Bozca-Oğulları Bayat’ tan idiler.Harbende-Oğulları (Harbendelu-Harmandalı)nın hangi boya mensup oldukları bilinmiyor.Harmandalı’ nın Beydili’ ye mensup bulunması muhtemeldir. Üç-Okların nüfusça kalabalık olanları; Yüreğir, Kınık, Bayındır, Salur ve Eymirdir.Bu kola mensup olduğunu bildiğimiz aileler Ramazan-Oğulları(Yüreğir) ve Özer-Oğulları(Kınık ?)dır.Bunlardan sonra Kara İsa, Kosun, Koş Temur, Ulaş ve Burnaz-Oğulları aileleri gelir.Bunlar Çukurova’ nın fethinde önemli roller oynamışlardır.Üç-Oklar Çukurova’ ya göçmeden önce muhtemelen Amik ovasında ve Tarablus(Şam’ ın kuzeyi) taraflarında yaşıyorlardı. Şam Türkmenleri 1294 yılında Sivas’ a girip şehri yağmamışlar ve Kayseri bölgesinde de son Selçuklu hükümdarı 2.Gıyaseddin Mesud’u uğraştıran hadiseler çıkarmışlardı..1335’ te Moğol hükümdarı Ebu Sait Bahadır Han’ ın ölümü üzerine Moğollar arasında baş gösteren mücadeleden faydalanan bu Türkmenler 1337’ de Dulkadirli Beyliğini kurdular(10). DULKADİROĞULLARI(1337-1522):Oğuzların Boz-Ok koluna mensup bir Türkmen hanedanıdır (10, 24).Dulkadirli ailesi muhtemelen Bayat Boyu’ na mensuptu(23).Selçuklu Devleti Moğollar tarafından işgal altında tutulduğu sırada; Şam Türkmenleri olarak bilinen Dulkadiroğulları 1294’ te Anadolu’ ya Hasan Dulkadir Bey idaresinde geldiler.Sivas’ a girerek şehri yağmaladılar.Son Selçuklu hükümdarı II. Gıyaseddin Mesud’ u uğraştıran olayları çıkardılar. Selçuklu devletini işgal etmiş Moğol Hükümdarı Ebu Said Bahadır Han’ ın 1335 ‘te ölümü üzerine Moğollar arasında baş gösteren mücadeleden faydalanarak 1337’ de Maraş-Elbistan yöresinde Dulkadirli Beyliğini kurdular(10, 23).Beyliğin kurucusu Zeyneddin Karaca Beydir;1339’ da Bey oldu.62 yıl Memlüklülere tabi olduktan sonra, 1399’ da Osmanlı’ ya tabi oldular(23). Şehsuvaroğlu Ali Bey 1522’ de öldürülerek toprakları Osmanlı’ ya katıldı(24). İnaloğulları 1260’ tan 1407’ ye kadar Suriye bölgesinde oturdular. XIV.yüzyılda kuzey Suriye’de yaşayan büyük Türkmen topluluğunun Boz-Ok kolunu başlıca üç boy;Bayat,Avşar ve Beğdili boyları teşkil ediyordu.Bu asırdan itibaren kendilerinden bahsedilmeye başlanan Dulkadiroğulları ,İnaloğulları, Köpekoğulları,Gündüzlüler,Kutbeği oğulları,Bozcaoğulları gibi aileler bu üç boy(Bayat,Avşar,Beğdili)’dan çıktıkları anlaşılıyor.Boz-Oklar’dan olan İnaloğulları; Beğ-Dili ’ye değilse Bayat’a mensup oldukları muhakkaktır. 1399’da Memlüklülerin başına Sultan Nasıreddin Ferec geçti.Ferec’in bütün hükümranlık devri bilhassa Şam valisi Şeyh el-Mahmudi,Cekem ve Nevruz gibi emirlere karşı mücadele ile geçmiştir. 1404 yılında Memlüklülerin Halep valisi Demirtaş,Antakya hakimi Türkmen Doğancıoğlu Faris’in üzerine yürüdü.Asi emirlerden Cekem bu sırada Doğancıoğlu Faris’in yanına sığınmıştı.Bu savaşta Demirtaş’ın yanında Dulkadirli ailesinden Halil Beğ oğlu Alaeddin Ali Beğ de vardı.Alaeddin Ali Beğ’in emrinde Bayatlar ve İnallular bulunuyordu.Çarpışmayı Demirtaş kazandı. Sultan Ferec 1 yıl sonra Cekem’e Halep valiliğini verdi.Buna rağmen Cekem isyan ederek 1406’da kendini “el melik-ül adil” unvanı ile sultan ilan ederek Fırat’tan Gazze’ye kadar olan yerlerde adına hutbe okuttu.Cekem Türkmenleri tehlikeli bir unsur sayarak onlara karşı harekete geçti.Bunun sonucunda Avşar,Bayat ve İnallulardan kalabalık kollar Akkoyunlu beyi Kara Yülük Osman’a sığınmak zorunda kaldılar(25). 1407’ de Memlük emirlerinden Cekem(Çekim)’ in isyanı sırasında İnaloğullarından bir grup Şam emiri Şeyh ile savaştılar.Daha sonra Antakya’ yı kuşattılar(19).Burada İnaloğulları’ nın iç isyan esnasında çatışan taraflar arasına katıldıkları anlaşılıyor. Emirler arasında mücadele sırasında Avşarlar, Bayat ve İnallılar yağmacılık yaptıklarından emir Cekem onlara karşı şiddet kullandı.Bu yüzden adı geçen aşiretlerden bir kısmı Akkoyunlu Kara Yülük Osman’ a sığınmışlardır(19, 26).Kara Yülük 1407’ de Memlük Sultanına karşı isyan eden Cekem’ in isyanını bastırdı.Bu sırada Cekem’ in zulmüne uğrayan Bayat ve İnallı aşiretlerinin bir bölümü Akkoyunlu boylar birliğine dahil oldu(27).Daha sonra aynı yıl içinde Avşarlar da Akkoyunlulara dahil oldular(28). Cekem’in 1407’de Kara Yülük ile yaptığı savaşda öldürülmesinden sonra Avşarlar, Bayat ve İnallılar yurtları olan Halep çevresine geri döndüler; Memlüklüler arasındaki iç mücadelelere katıldılar(25,26). 1409 yılında asi emirlerden Nevruz ile savaşıp onu yenen Halep valisi Demirtaş’ın yanındaki Türkmenler arasında Bayatlarla birlikte İnallılar da vardı. Aynı yılın son ayında ise Ferec tarafından affedilen Nevruz ile Şeyh arasındaki Asi ırmağı kıyısında yapılan savaşda Nevruz’un ordusunda Bayatlar’la birlikte Avşarlar’ın bulunduğunu biliyoruz(25).Bu savaşta İnallıların bulunup bulunmadıkları belli değildir.(Yazarın Yorumu) 1411 yılında Şeyh,Ferec tarafından affedilip Halep valiliğine tayin edildi.1412 de Ferec’in öldürülmesi üzerine;Şeyh,“Seyfeddin Şeyh”(1412-1421) ismiyle Memlüklüler’e sultan oldu(21,25). İnallı, Bayat ve Avşarların birlikte Kara Yülük Osman’ ın müttefiki olarak Karakoyunlu Kara Yusuf’a tabi Mardin bölgesinde yağma ve tahriplerde bulundukları bilinmektedir(26).Hatta bu olayı takiben Kara Yusuf’ un 1418’ de Kara Yülük’ü kovalayarak Haleb’in kuzeyine kadar gelmesi üzerine bu boylar da Kara Koyunluların intikamlarına hedef olmamak için yurtlarını bırakıp Tarablus yörelerinden Safita’ ya gitmişlerdi.İnallular,Bayatlar ve Avşarlar burada da bazı yağmacılık hareketlerinde bulundular.Tarablus valisi Bars-Bay ed Dokmaki onların bu hareketlerini önlemeye çalıştığı gibi Kara Yusuf’un ülkesine döndüğünü söyleyerek yurtlarına gitmelerini istedi.Türkmenler kabul ettiler.Bu aşiretler göçmeye hazırlandıkları bir sırada Bars-Bay davarlarını ele geçirmek için üzerlerine saldırdı.Şaban ayının 16’sında yapılan şiddetli savaşta Bars-Bay, Türkmenler(İnallu,Bayat,Avşar) tarafından ağır bir bozguna uğradı.Perişan bir halde geri dönen Bars-Bay Tarablus valiliğinden azledilerek haçlılardan kalan Markab kalesine hapsedildi.Birbuçuk yıl hapisde kaldıktan sonra affedilerek Dimaşk(Şam) ‘da yüzbaşılık rütbesi verildi..Bu emir 1422 yılında Melik-ül Eşraf Bars-Bay(Seyfeddin Bars-Bay)(1422-1438) ünvanıyla Memlük sultanı olacaktır.(25,26). Ne garip bir tecellidir ki,bu talihsiz İnallı aşireti önce Asi emir Cekem’e karşı savaşmışlar;Cekem kısa bir süre için bile olsa Suriye’de iktidarı ele geçirmesiyle Cekem’in şiddetine maruz kalmışlardır.Daha sonra Şam emiri Şeyh ile savaşmışlar;Şeyh daha sonra Memlüklü sultanı olmuştur.Suçsuz oldukları halde davarlarına göz koyan Tarablus valisi Bars-Bay ile savaşarak onu yenmişler;fakat aynı muhteris daha sonra 16 yıl(1422-1438) boyunca Memlüklü sultanı olarak o topraklarda hakimiyeti ele geçirmiştir.Kendilerine hasım olan bu insanların idaresinde Halep civarında yaşamaları imkansız hale gelmiştir.Bu durum İnallılar(ve bunların bir mensubu olan Çimelilerin)’ın Suriye’den Anadoluya dönüşlerinin sebebini izah etmektedir.(Yazarın Yorumu) AKKOYUNLULAR(1350-1508):Başşehri Diyarbakırdı.1479’ dan sonra Başşehir Tebriz oldu.1403-1435 yılları arasında ülkeyi Kara Yülük Osman, 1435-1478 yılları arasında Uzun Hasan yönetti(29). Karakoyunlu Kara Yusuf’ un 1420’de öldüğü bilinmektedir.Bu tarihlerde İnallıların nerede ikamet ettikleri tam bilinmemektedir(30).Bununla birlikte bazı belgeler Onların Akkoyunlu ülkesinde bulunduklarına işaret etmektedir. Akkoyunlu devleti Bayındır Boyu tarafından kuruldu.Musullu, Pürnek, Hamza Hacılu, Avşar, Bayat,İnallu, Tabanlu, Danişmendlu, Bicanlu gibi boy ve oymaklar Bayındır boyu etrafında toplandılar.Dulkadir, Haleb, İsfendiyar bölgesindeki bazı Türkmen aşiretleri de Akkoyunluların insan gücünü artırdılar(30). 1457 yılında Dulkadirli ve Bayat beyleri Uzun Hasan Beğ’in hizmetine girdiler ve Amid(Diyarbakır) yakınlarında Karacadağ’da yurt tuttular(25). İnaloğullarının da bu sıralarda Akkoyunlular’a katılmış olmaları mümkündür.Çünkü o zamanlar bu aşiretlerle birlikte hareket etmekteydiler.(Yazarın Yorumu) İnallılar Osmanlı-Akkoyunlu mücadelelerinde önemli rol oynadılar.1473’ te Fatih Sultan Mehmet’ in Uzun Hasan ile mücadelesi(Otlukbeli Savaşı) esnasında; İnaloğlu İbrahim Bey Osmanlılar tarafına geçmişse de Uzun Hasan tarafından ikna edilmiş ve yeniden Akkoyunlu ülkesine dönmüştü(19). Safeviler 1508’de Akkoyunlu devletini ortadan kaldırırken halka karşı korkunç katliamlara giriştiler.Katliamdan kurtulabilen aşiretler Osmanlı devletine sığındılar. Osmanlılar Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya hakim olduktan sonra Türkmenleri 1540’ta tahrire(yazıya geçirme-kaydetme) tabi tuttular.Erzurum, Muş, Bingöl yaylaları ile Urfa ve Berriye(Kuzey Suriye, Re’sul Ayn’ ın kuzeyi) kışlakları kendilerine yurt tayin edilmek üzere Bozulus adı altında idari yapı ve vergi düzenine dahil edildiler(31). BOZULUS:Bozulus adının ne suretle verildiği hakkında kaynaklarda bilgi yoktur.Prof. Dr. Faruk SÜMER , Akkoyunlu Türkmenlerinin bakiyeleri arasında Boz-Ok’ lu ve Üç-Ok’ lu Türkmenlerin yanısıra bazı Kürt cemaatlerinin bulunması sebebiyle bu topluluğun yeknesak olmadığını ifade etmek amacıyla “boz” sıfatı kullanılmış olabileceğini ileri sürmektedir.Bundan başka Osmanlılar Diyarbakır’ da Türk, Moğol ve Kürtlerden oluşan Karaulus aşiretlerini “Aşair ve Ulus” adıyla sancak statüsüne bağlamıştı.Diyarbakır vilayetinde iki konar-göçer topluluğun birbirine karıştırılmaması için Türkmenlere, Karaulus’ a nispeten “Bozulus” denilmiş olabileceği akla uygun görülebilir(32). Bozulus Türkmenleri; Akkoyunlu Türkmenlerinin bakiyeleri ve Dulkadir Türkmenlerine mensup bazı cemaatlerden oluşmaktadır(22).Dulkadir Türkmenleri Bozulus’a sonradan katılmışlardır(34). İnalluların 1473’ te Akkoyunlular içinde oldukları bilindiğine göre(19), Dulkadirlilere geçişleri 1473’ ten sonra olmalıdır.(Yazarın Yorumu) Osmanlıların Bozulusları 1540’ta ilk tahrire tabi tuttuklarında(Dulkadirliler 1522’ de yıkılmış ve toprakları Osmanlı’ ya ilhak edilmişti) Çimeliler o tarihte Orta Anadolu’ da olmayıp Maraş yöresinde bulunuyorlardı.Bozulus içinde bulundukları esnada yapılan ilk tahrirde Çimeliler’den, Dulkadirli Beyliği aşireti olarak bahsedilmekteydi(35). Bu bilgi;Çimeliler’in Bozulus’a katılmadan önce Dulkadirlilerin içinde olduklarını göstermektedir.Böylece ;Dulkadirli Beyliğinin yıkılmasından sonra Bozulus’ a katıldıkları anlaşılmaktadır.Çünkü Dulkadirli Beyliğinin yıkılmasından önce Dulkadirliler’den ayrılıp Bozulus(Osmanlı idaresi)’a katılmış olsalardı 1540 tahririnde Maraş yöresinde bulunmayabilirlerdi.Çimelilerin Dulkadirli Beyliği yıkılmadan önce Maraş bölgesinden ayrılıp,Dulkadirli Beyliği yıkıldıktan sonra aynı bölgeye gelmiş olmaları akla yakın gözükmemektedir.Büyük ihtimal Çimeli Aşireti, Dulkadirli Beyliği yıkılıncaya kadar Beylik içinde kaldılar; Beylik yıkıldıktan sonra da bir müddet o yörede kalmaya devam ettiler.İlk tahrirde o yörede bulundukları tesbit edildi.Orta Anadolu’ ya gelişleri daha sonra olmalıdır.(Yazarın Yorumu) 16. yüzyılda tam göçebe hayatı yaşayan başlıca iki topluluk vardı.Bunlardan biri Halep bölgesinde yaşayan ve yazın Uzun Yayla ile Sivas’ ın güney taraflarına çıkan Halep Türkmenleri, diğeri de Bozulus idi(36). HALEP TÜRKMENLERİ: 16.yüzyılda Halep Türkmenleri başlıca:Beğdili, Harbendelu, Bayat, İnallu, Köpekli Avşarı, Gündüzlü Avşarı gibi büyük topluluklar ile Karkın, Kızık, Uç, Acurlu, Kaçılu, Peçenek, Döğer, Kınık, Eymür, Büğdüz, Alayuntlu, Bahadırlu, Karakoyunlu gibi oymaklardan müteşekkildi. DULKADİRLİ OYMAKLARI:Bu topluluk başlıca Maraş-Elbistan bölgesinde yaşamaktaydılar.Bu topluluğa mensup göçebe oymaklar kışın Amik ovasına, Halep dolaylarına ve Çukurova’ ya inerlerdi.Dulkadirli topluluğu başlıca şu boylardan meydana gelmişti: 1-Anamaslı(Karacalı) 2-Dokuz(Bazı obaları:Karkın, Kürd-Mihmandlu, Avcı, Demrek, Hacılar, Karamanlu) 3-Küreciler 4-Cerid 5-Peçenek 6-Kavurgalı 7-Elçi 8-Döngelelü 9-Küşne 10-Yuvalı 11-Tekelü 12-Varsak 13-Ağcakoyunlu 14-Eymir 15-Çimelü 16-Kızıllu 17-İmanlu Afşarı 18-Çağırganlu 19-Avcı 20-Gündeşlü 21-Tecirlü 22-Eşkinciler 23-Köçeklu 24-Sultanhacılu 25-Dodurga 26-Cecelu 27-Karaca Arablu 28-Şam-Bayadı 29 -Musahacılu(6, 37). BOZULUS: Diyarbakır Türkmenleri, Dulkadirli oymakları ve Halep Türkmenleri oymakları olmak üzere üç koldan meydana gelmiştir. DİYARBAKIR TÜRKMENLERİ:Eski Akkoyunlu kalıntısı olan başlıca oymaklar şunlardı: Tabanlu, Oğulbeğlu, Musullu, Pürnek, Hamzahacılu, Kocahacılu, İzzeddinhacılu, Süleymanhacılu, Şeyhlu, Danişmendlu, Salarlu, Çavundur, Dodurga, Döğer, Karkın, Avşar, Beğdili, Alpavut. HALEB TÜRKMENİ OYMAKLARI:Köpeklü Avşarı, Gündüzlü Avşarı, Harbendelu, Beğdili, Acurlu, İnallu, Bayat, Karakoyunlu(37). Bozulus içinde Dulkadir Türkmenlerine mensup 40 aşiret tespit edilmektedir. Ancak Avşar, Çağırganlu, Cerit, Karacaaraplu, Gündeşli, Çimelü, Dodurga, Mihmadlu gibi aşiretler birden fazla oymak ile temsil edildiğinden cemaat sayısı 101’ e çıkmaktadır(7). Gerek Haleb Türkmenleri, gerekse Dulkadirli ve Bozulus Türkmenlerine ait boy( veya aşiret) lar incelendiğinde; önceleri tek bir aşiret olarak bilinen toplulukların daha sonra bir kısmının ana aşiretten ayrılıp farklı isimlerle anıldığı görülüyor. Mesela Avşarlar: Köpekli Avşarı, Gündüzlü Avşarı, İmanlu Avşaru (İmanca), Bayat-Şam Bayadı, İnallu-Çimeli gibi.(Yazarın Yorumu) Osmanlı Devleti, Kanuni Sultan Süleyman zamanında(saltanatı:1520-1566) ilk tahriri(aşiretlerin nüfus yazılımı-kayda geçirme) 1540’ ta yapmıştır.Bozulus Türkmenlerinin kaydının yapıldığı bu tarihte Dulkadir iline(Maraş) mensup Çimelü aşireti 6 cemaatte toplam 72 hane ve 4 mücerred(evlilik çağında-bekar) nüfusa sahipti.Sultan II. Selim döneminde(1566-1574) sadece 12 hane olarak tespit edilmiştir.Bu dönemde Çimeli Aşireti Orta Anadolu’da bulunmuyorlardı.Bozulus’ un Orta Anadolu’ ya gelmesinden önce Dulkadir Türkmenleri arasında bulunuyor olmalılar.Orta Anadolu’ daki Bozulus aşiretleri arasında bulunmayan Çimelü aşiretinin bazı kolları Dulkadir(Maraş), Bozok (Yozgat) ve Yeni İl(Sivas) Türkmenleri arasında bulunuyordu.Küçük bir cemaat ise Maraş vilayetine tabi Hısn-ı Mansur(Adıyaman) kazası dahilinde Yassı Öyük köyünde ziraat ile meşguldü(35). 1563’ te yazılan Maraş Tahrir Defteri’ nde Yassı Öyük köyünde Çimelü’ ye ait Çağırganlu cemaatinden küçük bir nüfusun bulunduğu bildirilmektedir(38). Dulkadirli aşiret ve oymakları arasında Çimelü ve Çağırganlu ayrı ayrı zikredilmesine rağmen; Maraş tahrir defterindeki bilgilere göre Çağırganluların Çimelü’ nün bir cemaati olduğu anlaşılmaktadır(Yazarın Notu). Son yapılan yazımlarda(tahrir), ilk yapılan yazımlarda görülmeyen küçük cemaatlere tesadüf edilmektedir.Bunun sebebi bazı aşiretlerin nüfus artışına bağlı olarak başlarında bulunan kethüdanın veya aile reisinin adı altında oba ve mahalle olarak küçük bölümlere ayrılmasının bir sonucudur(40). İnallular 1540 daki ilk tahrirde sadece 6 hane ile temsil olunurken,II.Selim dönemindeki tahrirde iki cemaatte toplam 545 hane ve 223 mücerred nüfus(evlilik çağında bekar) olarak sayılmışlardır.Bu husus İnallular’a dahil bazı gurupların daha önceki tahrirde sayılmamış veya bölgedeki küçük cemaatlerin adı geçen aşirete dahil edilmiş olabileceği ile ilgili olmalıdır.Öte yandan Halep Türkmenleri arasında yeralan İnallılar tarafından da nüfus bakımından takviye edilmiş olması da muhtemeldir(19). Çimeliler’in tahrirler esnasında bazan müstakil,bazan İnallılar arasında yazılmış-sayılmış olmaları mümkündür.(Yazarın Yorumu) Sultan II. Selim(1566-1574) zamanında yapılan yazımda Orta Anadolu’ da Çimeli Aşireti bulunmuyordu.Orta Anadolu’da bulunmayan Çimelü aşiretinin bazı kolları Dulkadir(Maraş), Bozok(Yozgat) ve Yeni İl(Sivas) Türkmenleri arasında bulunuyordu(35). 1540’ta Maraş bölgesinde bulunan Çimeli Aşiretinin,daha sonra Yozgat ve Sivas’a geldikleri;fakat bir kısmının Maraşta kaldığı anlaşılıyor.Aşiretin yer değiştirmesi Maraş’tan başlayıp;Sivas ve Yozgat’a yönelmiş daha sonra İç Anadolu’ya doğru gerçekleşmiş olması gerekir.Bu göç hızlı olmamış;geldikleri yerlerde (Sivas,Yozgat) bir müddet kaldıktan sonra yer değiştirmişlerdir. Her yer değiştirmede bir kısım aşiret mensubunun bulundukları yerlerde kalmış olması da mümkündür. (Yazarın Yorumu) Osmanlı kayıtlarında Bozulus’ un 17. yüzyılın başlarına kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ da bulundukları bildirilmektedir(39). OSMANLI İMPARATORLUĞUNDA İNALLI VE ÇİMELİ TOPLULUKLARININ YERLEŞİM YERLERİ AŞİRETİN ADI:İnallı, İnallu, İnal, İnallu Türkmanı isimleriyle anılmıştır. YERLEŞİM YERLERİ:Adana, Ankara, Çorum, Sis sancağı(Kozan), Maraş, Bozok (Yozgat), Rakka(Suriye), Kengiri(Çankırı), Sivas, Şabanözü, Anamur, Niğde, Tarsus, Diyarbekir, Kastamonu, İçel, Hama ve Humus sancakları(Suriye), Merzifon BAĞLI OLDUĞU TOPLULUK:Türkman, Türkman Yörükanı(41, 42) AŞİRETİN ADI:Cemeli, Cemelü, Cemeli Arabı* YERLEŞİM YERİ:Yeni İl kazası(Sivas sancağı), Rakka, Yüregir kazası(Adana sancağı), Çorum sancağı BAĞLI OLDUĞU TOPLULUK:Türkman Taifesinden(1) *Bu isimlerin hepsi aynı manada kullanılmıştır.Aynı aşiret veya cemaati belirtmektedir.Bir aşiret veya cemaatin ismi resmi kayıt defterlerine farklı kaydedilebildiği gibi, aynı aşiret bazen birden fazla isimlede anılmaktadır. AŞİRETİN ADI:Beni Huneyn, Çemelü Arabı, Çemenlü Arabı YERLEŞİM YERİ:Kırşehri, Çorum, Konya sancakları, İskilib kazası(Çorum sancağı), Konur kazası(Kırşehri sancağı) BAĞLI OLDUĞU TOPLULUK:Türkman taifesinden(2) CEMAATİN ADI:Cemeli, Cemelü, Cemeli Türkmanı, Cemeli Arabı YERLEŞİM YERİ:Adana, Rakka eyaletleri, Zamantı kazası, Karaman eyaleti, Meraş sancağı, Ankara sancağı, İskilib kazası, Kırşehri sancağı, Ürgüp kazası (Muşkara), Çorum sancağı BAĞLI OLDUĞU TOPLULUK:Konar-göçer Türkman taifesinden(3) CEMAATİN ADI:Çemeli, Çemelü, Çemeli Arabı YERLEŞİM YERİ:Yüregir kazası, Yeni İl kazası, Çorum ve Kırşehri sancakları BAĞLI OLDUĞU TOPLULUK:Yörükan taifesinden(4) CEMAATİN ADI:Çimeli, Çimelü, Çimeli Arabı, Beni Huneyn, Çemeli Arab YERLEŞİM YERİ:Kırşehri, Çorum, Konya, Maraş, Aksaray sancakları, İncesu kazası(Niğde sancağı), Yeni İl kazası, Haleb eyaleti, Adana sevahili, Tarsus havalisi, Karaman eyaleti, Kengiri sancağı, Konur kazası, İskilib kazası BAĞLI OLDUĞU TOPLULUK:Konar-göçer Türkman Yörükanı taifesinden “Çimeli(Çimeli Arabı)cemaati, İnallu aşiretindendir(5).” Çimeli Himmet(Bektaş), Çimeli Osman(Seyfullah), Çimeli Ömeroğlu Kızık Türkmanı cemaatlerinin Adana, Haleb sancakları, Yeni İl kazasında yerleşmiş olduğu anlaşılmaktadır(5). 1736’ da yazılmış bir Osmanlı fermanında; Çimeli Arab Türkmanı Aşiretinin Kırşehri sancağı- Konur kazası(Şimdi Keskin ilçesi sınırları içerisinde.)- Tozlu Burun mevkiinde 8 yıldan beri oturdukları belirtilmektedir.Bu fermana göre; Çimeli Aşireti Tozlu Burun’ a 1728’ de gelmişlerdir.1736’ da Keskin yakınlarında Konur kazası- Haydar Dede Vakfı arazisinde oturan Şeyhli cemaatiyle aralarında arazi anlaşmazlığı yüzünden kıtaller olmuş ve Osmanlı Devleti tarafından bir fermanla Çimelilerin cezalandırılmaları emri verilmiştir.Bu dönem Sultan I.Mahmut Han (saltanatı:1730-1754) dönemine tekabül etmektedir.Ferman emrinin yerine getirilme görevi Karaman Valisi, Konur kazası kadısı ve Tabanlı hassı voyvodası İbrahimzade Kadri’ ye verilmiştir(43). Günümüzde Aksaray ili hudutları içinde Çimeli isimli 3 adet yerleşim yeri bulunmaktadır.Yaklaşık 5 km. aralıkla kurulmuş bu köyler: Çimeli Uzartık(Tekkeli Çimeli), Yukarı Çimeli (Çimeli Veyisfakılı) ve Çimeli Yeniköy(Kötüköy)* isimlerini taşımaktaydı. 1960’ ta Çimeli Uzartık ismi Topakkaya, Çimeli Veyisfakılı ismi Bağlıkaya olarak değiştirilmiştir. Çimeli yeniköy ismi aynen kalmıştır.Günümüzde Topakkaya ve Bağlıkaya kasaba,Çimeli yeniköy ise köydür. *Şimdi ki ismi Çimeli Yeniköy olan köye Kötüköy denmesinin sebebi ilk kuruluşunda 5- 10 haneden ibaret olmasından dolayıdır.Küçük,az nüfuslu anlamında kullanılmıştır.Bu köyün kurulduğu yere önce Koçhisar-Oymaağaç Köyü’nden gelen iki kardeş yerleşmiş, daha sonra çoğunluğu Çimeli Veyisfakılı ve Çimeli Uzartık köylerinden olmak üzere Koçhisar’a bağlı Kurtini,Panlı,Adana-Yüreğir’e bağlı Baklalı köylerinden göçen kişilerin de yerleşmesiyle köy halini almıştır.Köyün büyük çoğunluğunu Çimeli Veyisfakılı ve Çimeli Uzartık’dan gelenler oluşturmaktadır. Çimeli Uzartık(Bugünkü ismiyle Topakkaya) içinde: Değişik isimli sülaleler yanında Tabanıbüyükler ve İmancılar isimli iki sülale de bulunmaktadır.Çimeli Veyisfakılı(Bugünkü ismiyle Bağlıkaya)’da da Tabanıbüyükler isimli sülale bulunmaktadır.Bu sülalelerin tarihi belgelerde adı Tabanıbüyük ve İmanca olarak geçen cemaatlere mensup olmaları kuvvetle muhtemeldir.Bu cemaatlerin Dulkadiroğulları Beyliği içerisinde yaşadıkları bilinmektedir.Tabanıbüyük ve İmanca cemaatleri, Çimeli Aşireti’nin mensupları olabileceği gibi, Dulkadiroğulları Beyliği içerisinde Çimeli’ye karışmış olmaları da mümkündür.Konu araştırılmaya muhtaçtır. TABANIBÜYÜK VE İMANCALARIN YERLEŞİM YERLERİ: CEMAATİN ADI:Tabanıbüyük YERLEŞME YERİ:Zülkadriye kazası(Meraş eyaleti) BAĞLI OLDUĞU TOPLULUK:Yörükan taifesinden(44) CEMAATİN ADI:İmanca, İmanlı, İmanlu, İmanlu Avşarı, Karagündüzlü, İmanlu İfrazı, İmanlı Yörüğü, Karagündüzlü Avşarı, Karagündüz YERLEŞME YERİ:Meraş, Ankara, Adana, Tarsus, Kengiri, Karahisar-ı Şarki sancağı, Haymana kazası, Adana ve havalisi, Zülkadriye kazası, Yeni İl kazası(Sivas sancağı), Çarsancak kazası(Diyarbekir eyaleti), Çölabad kazası(Karahisar-ı Sahib [Afyonkarahisar]sancağı), Bozok, Yüreğir kazası BAĞLI OLDUĞU TOPLULUK:Türkman Yörükanı taifesinden(45, 46) Tarihi belgelerden İmancaların Avşarlardan olduğu anlaşılmaktadır.Avşarlar Anadolu’ nun fetih ve iskanında çok önemli rol oynamış boylardan biridir.14. yüzyılda Halep bölgesinde kalabalık Türkmen topluluğunu meydana getiren 3 büyük boydan biriydiler.İmanlu Avşarı Dulkadirli beyliğinin kuruluşunda bulundukları gibi Sis(Kozan)’ in fetih ve iskanına katıldıkları bilinmektedir(47). Dulkadirli Avşarları Kuzey Suriye Avşarlarının bir koludurlar. Dulkadirli Ulusu arasındaki Avşarlar; Maraş, Kars(Kadirli), Yeni İl ve Bozok bölgesine dağılmış bir halde bulunuyorlardı.Bunların en önemlisi İmanlu Avşarı olup başlıca Maraş bölgesinde yaşamaktaydılar.İmanlu Avşarı(Maraşta) 16. yüzyılın 1. yarısında 27 obadan meydana gelmiştir.İmanlu Avşarı’ nın Bedil Avşarı ile diğer birçok obaları Berriye yani Suriye çölünde kışlamakta ve Maraş sancağına ait muhtelif yerlerde yaylamakta idiler.Diğer İmanlu Avşarı obalarının kışlaklarının ise Çukurova’ nın Kınık, Özer yörelerinde ve hatta Lazkiye(Suriye) çevresinde olduğu görülmektedir.Bazı İmanlu Avşarı obalarının Diyarbekir bölgesinde sakin oldukları bilinmektedir.16. yüzyılın 2. yarısında İmanlu Avşarı obalarının bir kısmı kışlak ve yaylaklarında yerleşmek suretiyle göçebe hayata veda etmişlerdir.971 (1563-1564) tarihli bir defterde bazı İmanlı Avşarı obalarının Anteb şehri dolaylarındaki köylerde yerleşmiş oldukları biliniyor.Bu İmanlu Avşarından önemli bir kol da İran’ a gitmiştir (48). 1522’ de Dulkadiroğulları Beyliği toprakları Osmanlı Devleti’ ne katıldı.1540’ ta yapılan Osmanlı tahririnde (vergi almak amcıyla nüfus ve hayvan miktarı yazılımı) Çimeli Aşiretinin Maraş’ ta bulunduğu anlaşılmaktadır(35).Maraş tahrir defterinde Çağırganlu’ nun Çimeli’ nin bir cemaati olduğu belirtilmektedir(38).Sultan II. Selim (1566-1574) zamanında yapılan tahrirde Çimeli Aşireti Orta Anadolu’ da bulunmuyordu(35).Osmanlı kayıtlarında Bozulus’ un 17. yüzyıl başlarına kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ da bulundukları bildirilmektedir(39). Bu durumda Çimeli Aşiretinin Orta Anadolu’ ya gelişleri 17. yüzyıl ortalarında veya daha sonra olmalıdır.(Yazarın Yorumu) 1736’ da yazılmış olan bir Osmanlı fermanında; Konur kazası(şimdi Keskin sınırları içinde)-Tozlu Burun mevkiinde 8 yıldan beri Çimeli Arap Türkmeni’ nin oturduğu belirtilmektedir.Bu fermanda Şeyhli cemaati ile Çimeli Arap Türkmeni arasında arazi anlaşmazlığı yüzünden kıtallere sebebiyet verdikleri; dolayısıyla cezalandırılmaları sözkonusu edilmektedir(43).Bu belgeden Konur kazasına yerleşme tarihinin 1728 olduğu anlaşılmaktadır. 2001 yılı itibariyle ,Çimeli aşiretinin 265 yıl önce(Miladi 1736 da) Keskin sınırları içerisinde Tozlu Burun mevkiinde oturdukları biliniyor. Tozlu Burun mevkii Kaman ile Keskin ilçeleri arasındadır.Bu tarihten sonra ve günümüzde bu aşiretin bir daha o arazide bakiyesi görülmemektedir.Bu durum Şeyhli Cemaati ile yapılan kavgadan sonra o bölgeden uzaklaştırılma(sürgün edilme) şeklinde cezalandırıldıklarını akla getirmektedir.Ancak o araziye pek uzak olmayan Kırşehir’de Aşirete ait topluluklara rastlamaktayız.(Yazarın Yorumu) Bugün Kırşehir ili hudutları içerisinde Çimeli Aşireti’nin bakiyeleri olması kuvvetle muhtemel Cemele Kasabası*(bugünkü adı Çayağzı) ve Çimeli Köyü bulunmaktadır.Kırşehire bağlı Çimeli Köyünde çok az insan yaşamaktadır;köy halkının büyük çoğunluğu köylerini terk etmiş haldedirler. *Bugünkü Çayağzı Kasabası’nın eski ismi; İçişleri Bakanlığının 1971 ve 1977 tarihli kaynaklarında Çemele olarak geçmektedir(49,50).1996 yılında yazılmış Çayağzı Rehberi 96’da: “Cemelin, Cemili, Cemile adlarının zamanla söylene söylene Cemele’ ye dönüştüğü” belirtilmiştir(51).Tarihi belgeler(1,2,3,4,5) de göz önüne alınarak değişikliğe uğramadan önceki isminin söylenişi ve yazılışı Cemeli, Çemeli veya Çimeli olmalıdır. Cemeli(veya Çemeli) Aşireti’nin Kırşehirde bulunduğu tarihi bir gerçektir(2,3,4,5).Kırşehirde başkaca bir Cemeli(veya Çemeli) bulunmadığına göre; mevcut Cemele(İç İşleri Bakanlığı kaynaklarına göre Çemele) tarihi belgelerde söz konusu edilen aşiretle ilgili olmalıdır. Cemeli, Cemelü, Çemeli, Çimeli kelimeleri aynı manada kullanılmış; ve aynı topluluk kastedilmiştir(1,2,3,4,5). Kırşehir-Kaman’a bağlı Çağırgan Kasabası bulunmaktadır.Tarihi belgelerde Çağırganlı Cemaati’nin Çimeli Aşireti’ne mensup oldukları bildirilmektedir(35,38). Çağırgan kasabasının Çağırganlı cemaatiyle ilişkisi olup olmadığı, varsa Çimeli Aşiretiyle ilişkisi araştırılmaya muhtaçtır.Çağırgan kasabasının Tozluburun mevkiine çok yakın olması dikkat çekicidir. Cemeli (Cemele- Çayağzı) kasabası Çimeli aşiretinin ilk oturdukları Tozlu Burun mevkiine 60 km. uzaklıktadır.Cemele Kasabası Kırşehir’ e 20 km. uzaklıkta, Ankara- Kayseri karayoluna 3 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Yine Kırşehir iline bağlı Çimeli köyü, Kırşehir- Çiçekdağı yolunda Kırşehir’ e 30 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Körpınar Köyü’ne uzaklığı 6 km. dir.Çimeli’ye Körpınar Köyü geçildiskten sonra varılmaktadır.Çimeli-Çayağzı(Cemele) uzaklığı yaklaşık 20 km. kadardır.Çimeli aşiretinin bakiyelerinin oturduğu bu yerleşim yerleri İç Anadolu’ ya ilk yerleştikleri (muhtemelen) yerden fazla uzak değildir. Çimeli aşiretinin diğer bir yerleşim yeri; Aksaray il hududu içindeki kasaba ve köylerdir.Aksaray- Ankara yolu üzerinde 13. km. de bulunan Topakkaya kasabası (eski ismi Çimeli Uzartık), 18. km. de Çimeli Yeniköy ve Aksaray- Ortaköy yolunda 23. km. de Bağlıkaya kasabası(eski ismi Çimeli Veyisfakılı) bulunmaktadır.Bu üç köy ve kasabanın birbirleriyle akraba oldukları ve beraber geldiklerine dair bilgiler mevcuttur.Muhtemelen Keskin ilçesi- Tozlu Burun mevkiinden dağıldıktan sonra bir kısmı Kırşehir ili içindeki iki köyü(Cemele, Çimeli) oluştururken, bir kısım aşiret mensubu da Aksaray il hudutlarında yerleşerek üç Çimeli’ yi(Çimeli Uzartık, Çimeli Veyisfakılı ve Çimeli Yeniköy) oluşturdular. Çimeli Uzartık’lı Topal Osmanlar sülalesinden Çapan Çavuş(Şaban Oflaz)’un anlattığına göre : Aksaray’daki Çimeliler Yozgat’tan buraya gelmişlerdir.Aynı aşirete mensup diğer toplulukların (Kırşehir,Aksaray,Adana’daki kasaba ve köyler) da Yozgat güzergahından gelmiş olmaları;mevcut bilgilerimizle çelişmemektedir.Çapan Çavuş’un anlattıkları; Tozluburun(Kaman-Keskin arası)’a gelinmeden önceki dönemle ilgili olmalıdır.Zaten bu bölgede kısa bir süre kalındığından dilden dile aktarımda önemsenmemiş olabilir. Çimeli Uzartık Köyü(Bugünkü adıyla Topakkaya kasabası) nün geçmişi hakkında birtakım bilgiler, benim aynı zamanda ebem(babaannem- ninem) olan Gıcık İsmail’ in kızı, köyün bilge kadını Fadime BİTİRGEN’ den (d. tarihi 1898) alınmıştır.Aşağıdaki şekildedir: Çimeli aşireti günümüzden(2001) yaklaşık 200- 250 yıl önce konar-göçer aşiret şeklinde yaşıyorlardı.Obalar şeklinde çadırlarda yaşıyorlar; deve, at, koyun ve sığır sürüleri bulunuyordu.Kışı Çukurova-Adana’ da geçiriyorlar, bahar aylarında Aksaray’ a gelerek sürülerini otlatıyorlardı.Yaza doğru otlar kururken Sivas-Uzunyayla’ ya göçüyorlar ve sonbahara kadar orada kalıyorlardı.Kış yaklaşırken tekrar Çukurova’ ya iniyorlardı.Çukurova- Aksaray- Uzunyayla üçgeni arasında dolaşmaktaydılar.Aksaray’ daki otlak yerleri Uzartık mevkii*(şimdi Aksaray-Yeşilova kasabası hudutları içinde) ve şimdiki Topakkaya arazisi civarı idi.Bu şekilde konar-göçerlikleri devam ederken, aşiret mensupları Aksaray ili Uzartık mevkiine yerleşmeye karar verdiler.Konar- göçerliklerini hemen terkedemediler. Kışın Uzartık’ ta kalıyorlar, baharın yaylak için Hasan Dağı’ na çıkıyorlardı.Uzartık’ ta bulundukları sırada Çimeli aşireti içinde evlenmemiş bir kızın karnı büyümeye başlar.Kardeşleri, bacılarının zina ettiği kanaatine vararak öldürürler.Kendilerince namuslarını temizlemişlerdir.Köyün ileri gelenleri bu kızın namuslu bir kız olduğunu,bu işte bir yanlışlık bulunduğunu ileri sürerler; ve cesedi Aksaray’ a doktora götürürler.Kızın cesedi yarılır(Otopsi yapılır.).Otopsiyi yapan doktor: Kızın hamile olmadığını, kızda macca hastalığı(bir nevi ur) olduğunu söyleyerek cesedi köylülere teslim eder.Bu olaydan sonra aşiret mensupları çok üzülür.Aşiret ileri gelenleri toplanarak bulundukları yere (Uzartık) masum insan kanı döküldüğüne ve buranın uğursuz olduğuna; başka bir yere gidip yerleşmelerinin uygun olduğuna karar verirler.Aşiret mensupları gidecekleri yer hususunda anlaşamazlar.Köy üçe ayrılır. Bir kısmı bulundukları yerden 4- 5 km. uzakta, şimdiki Reşit Ağa Tolu yakınına yerleşirler.Birkaç yıl kaldıktan sonra sivrisinek çokluğuna bağlı bebek ölümlerinden dolayı orayı da terkederek ilk yerleşim yerlerinden 7- 8 km. doğuya(bugünkü Topakkaya) yerleşerek Çimeli Uzartık köyünü kurarlar.Bir kısmı Adana’ ya giderek köyler kurarlar.Bir kısmı ise Aydın’ a gider.Aydın’ a gidenler 3- 5 sene orada kaldıktan sonra tekrar Çimeli Uzartık köyüne dönerler.Geri dönen sülale bugün bile “Aydınlılar” olarak bilinirler.İlk yıllarda Adana’ ya gidenlerle Çimeli Uzartık’takiler arasında gelip gitmeler, akraba ziyaretleri olursada zamanla gidip gelmeler azalır. Sonunda ilişkiler kopar; akrabaların kim olduğu unutulur.Çocukluğumdan beri bu hikayeleri defalarca dinlemişimdir(yazarın notu). *Uzartık mevkii,Uzartık Tömesi adıyla da anılmaktadır.Düz bir arazi üzerinde yükselen bir tümsek üzerinde eski Çimeli Köyü yerleşikti.Şu anda Uzartık Tömesi üzerinde Yeşilova Kasabası- Parabaşlı mahallesi mezarlığı vardır.Mezarlığın bulunduğu tümsek üzerinde birkaç ton ağırlığında gri-sarı renkte büyük bir taş bulunmaktadır.Bu taş eski Çimeli Köyü’nün ortasında bulunmaktaydı.Eski Çimelililer bu taşa “gök taş” derlerdi. 24 Mart 2001’ de Adana’ ya giderek Çimeli köyünü buldum.Yaşlılar ve ileri gelenlerden bilgiler aldım.Çimeli köyü muhtarı Mahir Yüce, Terliksiz köyünden Baki Ak(76 yaşında), Kılıçlı köyünden, aslen Çimelili emekli zabıta memuru Ahmet Gaygısız( 56 yaşında) ile görüştüm.Köylerinin eski tarihleri hakkında yeterli olmasada birtakım bilgiler edindim.Ahmet Gaygısız Aralık 2001’ de kalp krizi sonucu Ramazan ayı içerisinde vefat etmiştir. Allah rahmet eylesin. Adana’ da Karataş ilçesi istikametinde 29. km. de Çimeli köyü bulunuyor. Çimeli köyüyle birlikte 7 köy aynı aşirete mensupmuşlar.Bunların hepsi çok yakın mesafelerde yerleşmişler.Bu köyler:Çimeli, Terliksiz, Helvacı, Yüzbaşı, Kamışlı, Oymaklı ve Sakalıağca.Sakalıağca halkı köyü terkederek Adana’ ya yerleşmiş; halen köyde birkaç aile yaşamaktaymış. Şu anda mevcut 7 köyün(Çimeli, Terliksiz, Helvacı,Yüzbaşı,Kamışlı,Oymaklı ve Sakalıağca) aynı aşiretin mensupları olduğu; üç ayrı köyde oturan kişiler tarafından doğrulandı. Bu duruma göre bilinen Çimeli aşireti mensupları 2’si Kırşehir’ de, 3’ ü Aksaray’ da, 7’ si Adana’ da olmak üzere toplam 12 köy veya kasabada ikamet ediyorlar. Tarihi belgelerde Çimeli Aşiretine ait küçük bir cemaatin Adıyaman’a bağlı Yassı Öyük(Hüyük) Köyü’ne yerleştikleri belirtilmektedir(35,38). Yaptığım araştırmalarda(Ocak 2002) Adıyaman ili,merkez bucağı Güzelyurt(eski adı Karahüyük)’a bağlı Yassı Hüyük mezrasının bulunduğunu tesbit ettim.Güzelyurt muhtarı Dursun Bellibaş ile telefonla görüştüm.Güzelyurt’ ta 300 kişi yaşamaktaymış.Adıyaman-Altınşehir-Güzelyurt güzergahı 10 km. imiş. Yassı Hüyük-Güzelyurt arası ise 1 km.kadarmış.Muhtardan aldığım bilgiler doğrultusunda Yassı Hüyük mezrasında oturmakta olan Şükrü Demir (51 yaşında) ve Abdurrahman Demir (54 yaşında) kardeşlerle görüştüm. Şu anda mezrada 4 hane, 30-35 nüfus yaşamaktaymış. Vefat etmiş olan babaları Ahmet Demir 1941’ de mezrayı satın alarak buraya yerleşmişler.Kendileri Adıyaman’ın bir başka köyünden gelmişler.Kürtçe konuşurlarmış fakat kendilerinin Türk olduklarını özellikle belirttiler.Yassı Hüyük Mezrasının bir önceki sahiplerinin kimler olduklarını bilmediklerini; fakat Adıyaman, İstanbul ve İzmir’e yerleştiklerini duyduklarını söylediler. Tarihi kayıtlarda Tarsus havalisinde Çimeli aşiretine mensup kişilerin bulunduğu belirtilmektedir(5,45,46). 2001 yılında telefonla ulaşabildiğim İçel-Tarsus’da oturan emekli matematik öğretmeni Süleyman Çimeli ile görüştüm.Soyadının nereden kaynaklandığını bilmediğini fakat çocukluğunda; şu anda Tarsus’taki Dispanserin bulunduğu yerde Çimelililer denilen ailelerin oturduğunu söyledi.Daha sonra burası istimlak edilerek yerine Verem Savaş Dispanseri yapılmış.Süleyman Çimeli’nin kardeşi Muhterem Çimeli ise dedelerinin Tarsus’a bağlı Özbek köyünden şehir merkezine geldiğini,büyük dedelerinin ise Malatya-Hekimhan,Kirmene kasabasından geldiklerini büyüklerinden duyduğunu,kendilerine “Deveciler” dendiğini belirtti.Tarsusdaki Verem Savaş Dispanserinin Bulunduğu yerin Reşadiye Mahallesi sınırları içinde olduğunu Muhterem Çimeli’den öğrendikten sonra görüştüğüm diğer Tarsuslular da aynı bilgiyi doğruladılar. Bunun üzerine daha önce uzunca bir süre Reşadiye mahallesi muhtarlığı(1984-2004 yılları arası) yapmış olan Fikri Çil (d.tarihi:1937) ile görüştüm.Çocukluğunun eski ismi Fatih Mahallesi,yeni ismi Reşadiye Mahallesi olan yerde geçtiğini,aklım erdi ereli dediği 1940 lı yıllarda şimdiki Verem Savaş Dispanseri ve 2 nolu Sağlık Ocağının bulunduğu yer civarında iki sokaktan oluşan “Çimeli Avlusu” denilen yerde yaklaşık 30-35 haneden oluşan kendilerine “Çimelililer” denilen topluluğun oturduğunu ve onlara çok yakın komşu olarak büyüdüğünü belirtti. Çimeli topluluğunun yörük olduğunu bildiğini ve şu anda 8-10 kadar aile o bölgede kalmış olabileceğini;çoğunluğunun şehrin değişik bölgelerine dağıldığını söyledi. Adana Çimelililerinin büyük çoğunluğunun Maraş,Yozgat,Kırıkkale-Keskin,Kırşehir,Aksaray güzergahını izleyerek Adana’ya geldikleri biliniyor.Tarsus Çimeli bakiyelerinin de aynı güzergahtan gelip;Adana Çimelilerinden ayrılarak Tarsus’a ve civarına yerleşmiş olmaları kuvvetle muhtemeldir.Şu anda Kırşehir,Aksaray,Adana ve Tarsus’da Çimeli Aşiretine mensup Kasaba,köy veya küçük topluluklar halinde aşiret mensupları bulunmaktadır. Maraş,Yozgat ve Sivas’da aynı topluluğa mensup kişilerin kalıp kalmadıkları bilinmemektedir. (Yazarın Yorumu) Tarsus Çimeli topluluğu ve özellikle Orta Anadoludan geldiği bilinenlerin dışında kalan Adana Çimelilileri araştırılmaya muhtaçdır. Tarihi belgelerde yerleşim yeri olduğu belirtildiği halde çoğu Çimeli Aşireti mensuplarının bugün burada yaşayıp yaşamadıkları bilinmemektedir. Mensup olduğu aşireti unutan Çimelililerin sayısı oldukça fazla olsa gerektir.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol