TOPAKKAYA SÖZLERİ VE DEYİMLERİ
ÇİMELİ UZARTIK KÖYÜNDE SÖYLENEN ATASÖZLERİ, DEYİMLER VE TEKERLEMELER
-Abdestsiz babaya namaz mı dayanır. -Acele işe şeytan karışır. -Acelen ne? Kelle mi götürüyon? -Acı patlıcanı kırağı çalmaz. -Acım acım aç ye. Derelerden böç ye. Kaynanayın etini ye. Kara sıpanın götünü ye.(böç: böcek,sıpa:eşek yavrusu.Acıktım deyip yemek beğenmeyenler için söylenir. TEKERLEME) -Acın arığı, aptalın geriği; Yer kavurgayı, çalar bıyığı.(arık: çok zayıf-hastalıklı, aptal :Mısır kökenli;daha çok düğünlerde çalgıcılık veya sünnetçilik yaparak geçimini sürdüren bir topluluk.gerik:gerinerek yürüyen,kasıntı,kibirli. Fakirin hastalıklısı,aptalın kibirlisi kavurga yediği halde yağlı yemek yemiş gibi bıyık burur.Haline bakmaz kibirli davranır manasında.Burada esas olarak kibir;özellikle fakirin kibirli olması kınanmaktadır.) -Acından kimse ölmemiş.(Allah herkesin rızkını verir.) -Aç ağzıynan yiyor.(Açken iştahla,yemek ayırımı yapmaksızın yemek yiyenler için söylenir.) -Aç doymam,susuz kanmam bellermiş. -Aç koma arsız eden; çok söyleme yüzsüz eden. -Aç köpek fırın yıkar.(Aç kalan hırsızlık yapar manasındadır.) -Aç yatarım, dinç yatarım.(Tembel sözü) -Açlık çor getirir,çor ölüm getirir.(çor:hastalık) -Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü.(Açtırma ağzımı, kötü söz söylerim.) -Adam intikamını kırk yıl sonra almış,ne çabuk aldım demiş.(İntikam için acele etme.) -Adamın iyisi kocadıkça koç olur. Adamın kötüsü kocadıkça hiç olur. -Adamın yüzüne vurmuşlar; “Ah arkam!” demiş.(Mecazi manası olan bir ata sözü.Arka çıkanı olanın yüzüne kimse tokat atamaz.Arkası olanın kimse üzerine gelemez manasındadır. -Adı çıkacağına, canı çıksın. -Adı çıkmış dokuza, inmez sekize. -Ağa (i)çerlemeyince, işçi terlemez.(İşveren çok çalışmazsa işçiyi çalıştıramaz.) -Ağadan bir at isterim;verirse de avradını,vermezse de... -Ağanın eli tutulmaz.(Cömertliğe sınır olmaz.) -Ağaranı yok, güvereni yok.(Süt veren hayvanı yok, ekelgesi[ekilecek yeri] yok.Ağaran kelimesi ile süt veren hayvan,güveren kelimesi yeşeren manasında kullanılıp mahsül veren tarlası kastedilmektedir.) -Ağır oturup batman kalkar.(ağır başlı) -Ağırı ne yel alır, ne sel alır.(Ağır başlı zarar görmez.) -Ağız eskittim.(Çok söyleyip ikna edemedim.) -Ağlayanın malı gülene yaramaz.(Mazlumun malını ağlatarak alan o malın hayrını görmez.) -Ağrımaz başını ağrıya soktu.(Başını belaya soktu.) -Ağrısız başını ağrıya sokma.(Başına fuzuli iş açma) -Ağzı var dili yok.(Kimsenin işine karışmayan,zararsız insanlar için söylenir.) -Ağzın fal mıydı?(Dediği aynen çıkana söylenir.) -Ağzına karın boku.(Uğursuz laf edene söylenir.) -Ağzında incir çekirdeği ıslanmaz.( Sır tutmaz.) -Ağzında mercimek ıslanmaz.(Sır tutmaz.) -Ağzından çıksın,yakana dökülsün.(yaka:elbise yakası,Ağzından çıkan bedduaya başkası değil,kendin uğra;kötü dileklerin başkasına ulaşmadan kendi üzerine dökülsün demektir.Beddua edene karşı söylenen bedduadır.BEDDUA) -Ağzını bağlasan altı ay yaşar.(Açlığa dayanıklı, şişman anlamında.) -Ağzını gıvış gıvış ettiriyor.(Kem küm ediyor.) -Ağzını hayıra aç,götünü bayıra aç.(Uğursuz laf edene söylenir.) -Ağzının kanıyla gitti.(Yaptığı kötülük yanına kar kaldı manasındadır.Isıran köpeğin dayak yemeden gitmesine benzetilerek söylenmiştir. ) -Ağzının tadını bilse,burnunun bokunu yer.(İyinin kıymetini bilmiyor.) -Ağzının yatımı.(sözünden niyetinin anlaşıldığına göre) -Ahdimi aldım.(İntikamımı aldım.) -Ahı gitmiş,vahı kalmış.(işi bitmiş,yaşlı) -Ak ak yuduk, mor mor serdik.(İşi daha kötü hale getirdik.) -Akacak kan damarda durmaz.(Başa gelecek olduktan sonra mani olmak mümkün değildir.) -Akan su pislik tutmaz. -Akciğer karaciğere kavuştu.(Sevdiğine kavuşana söylenir.) -Akıl akıldan üstündür,arşa çıkana kadar.(Bir meseleye mutlaka daha iyi bir çözüm yolu üreten bulunabilir.) -Akıl var, yakın var.(Göz var, izan var.) -Akıl yiğide sermaye.(Akıl yiğidin sermayesidir.) -Akıllı düşünüp taşınıncaya kadar deli oğlunu evermiş. -Akılsız başın taban çeker zorunu.(Aklını kullanmayan kişi kendine birçok sıkıntı getirir manasında.Akılsız baş boşuna ayaklarını yorar ifadesi kullanılmıştır.Köpeğin aklı eksiğini yol kocadır atasözü de aynı manada kullanılır.) -Aklı bokuna karıştı.(Kafası allak bullak oldu.) -Aklı olmayanın koyununu gütme. Güdersen hakkını alma.(hak: ücret,Akılsız adama hiç bulaşma,bulaştıysan derhal uzaklaş.Zararın neresinden dönülürse kardır anlamı vardır.)) -Aklı s…nin başında.(Karı kızdan başka bir şey düşünmeyen hovardalar için söylenir.) -Aklım,havsalam almadı.(havsala:leğen kemiği,pelvis.Aklın almayacağı,mantığa uymayan bir iş veya durum karşısında söylenir.) -Aklımda kalacağına karnımda kalsın.( yemek istiyorsak bir an önce yiyelim.) -Aklın yolu birdir. -Aklının yan tahtası eksik.(dengesiz) -Akşamın hayrından sabahın şerri iyidir.(Akşam yorgunluğunda iş yapma yerine sabahın dinç kafasıyla iş yapmak daha verimli olur manasındadır.) -Al bir kaya, nerene dayarsan daya.(Te’vili mümkün olmayan patavatsız söz karşısında söylenir.) -Al gözüm ver gözüm.(peşin para ile alışveriş.) -Al kahpenin kızını. Alma kızının kızını. Sürer ebesinin izini.(ebe: anneanne) -Ala münafık.(iki yüzlü) -Alaşa.(Sözüne güvenilmeyen,ciddiyetsiz.) -Alçak dağları ben,büyükleri babam yarattı.(Kibirli olana denir.) -Alıcı gözüynen baktı.(Dikkatle baktı,sanki satın alacak gibi titizlikle inceledi anlamında kullanılır.) -Alıcı kuşun ömrü tez olur.(Yırtıcı kuşun ömrü kısa olur cümlesinden kasdedilen; can yakan,insan canına kıyan kişilerin ömür bereketinin olmayacağı,bir şekilde belaya uğrayarak erken ölecekleri anlatılmaktadır.) -Alımını aldı.(Hastalayacak kadar soğukta kaldı.) -Alışmış kudurmuştan beter. -Ali Ağa’nın abdest suyu.(Ilık su gibi,soğumuş yemek için söylenir.) -Ali’ nin külahını Veli’ ye giydirdik.(Borcu, borç alarak ödedik.) -Ali’yi seversen öldür yılanı, Mevla’ yı seversen incitme canı.(Ali: Hz. Ali) -Allah analı,babalı büyütsün.(DUA) -Allah bir hakkı için.(YEMİN) -Allah bir dediğine inan.(Çok yalan söyleyen için söylenir.) -Allah bir insanın malını almadan önce aklını alırmış.(İnsan büyük akılsızlıklar yapmadan malını kaybetmez.) -Allah bir kapıyı kapatırsa bin kapı açar. -Allah dağına göre kış verir.(Herkesin durumuna göre derdi olur.) -Allah dünyada gönül azabı,ahirette kabir azabı göstermesin.(DUA) -Allah el kınamaz ayrılığı versin.(kınanmaz ölüm temennisi-Geçimsiz yaşlılar için söylenir.) -Allah eşeğe boynuz vermezmiş(veya vermesin).(Allah kötüye yetki vermesin ki şerri diğerlerine dokunmasın.) -Allah “Gavura mal vermem de; emeğinden korkarım.” dermiş.(Allah çalışan herkese iyi kötü ayrımı yapmaksızın karşılığını verir.) -Allah iş kaygısı versin. -Allah kendi hazinesinden versin.(DUA) -Allah kışın ağaransız, yazın güverensiz; Ahirette dinsiz imansız bırakmasın.(ağaran:süt,yoğurt,güveren:ekin,sebze- DUA) -Allah malı dilediğine,ilmi dileyene virirmiş(verirmiş). -Allah sevindireceği kuluna önce eşeğini kaybettirir; sonra buldururmuş. -Allah var, ne keder var?(Allah var,keder yok.) -Allah yarattığının rızkını da verir. -Allah yerine yeğin versin.(yeğin:bol, DUA) -Allahım,ile kepçeyinen;bana gaşşığınan vir.(Allahım,ellere kepçe ile;bana kaşıkla ver.Diğer müslüman din kardeşlerime bana verdiğinden daha çok mal ver.Bana az vermene de razıyım anlamında.DUA) -Allahın verdiği taşar dökülür, Kulun verdiği başa kakılır. -Allahtan korkmaz,cennetten çıkmaz.(Sabi çocuklar için söylenir.) -Allem kallem ediyor.(Kandırmaya uğraşıyor.) -Alma kötüyü,satma kötüyü. -Alma saçı kesiğin ahını, Gökten indirir şahini.(saçı kesik: gelin- el kızı,El kızına zulüm eder,bedduasını alırsan gökte uçan şahin bile olsan mazlumun bedduası seni yakalar,seni cansız yere serer manasındadır.Eskiden Anadoluda birçok göçebe veya yerleşik halk arasında düğünün yapıldığı gün gelinin saçını keserek saçına yeni şekil verme adeti vardı.Gelinin saçı kesilmeden kendisine sorulur;zülüf mü istersin,kekil(kakül) mi istersin denilirdi.Hangisini isterse ona göre kakül veya zülüf oluşacak şekilde saç kesilirdi.Evlenmemiş kızlar katiyyen zülüf veya kakül bırakamazdı.Böylece bir genç kadının saç durumuna bakarak evli veya hiç evlenmemiş olduğunu anlamak mümkündü.Evli kadınlar,saçı kesik olarak tabir olunurdu.) -Almadığıma yanmam,görmediğime yanarım.(Herhangi bir şeyi almazsan bile bir kere görmenin hiçbir zararı olmaz.) -Aman ağalar diyeceğime,aman dağlar derim.(Köroğlu’nun sözü:Boyun eğeceğime dağa çıkarım.) -Ana gibi yar olmaz. Bağdat gibi şar olmaz.(şar: şehir) -Ana; derdine yana, baba; sakalı kaba.(Baba ananın yerini tutmaz manasındadır.) -Analı kuzu; kınalı kuzu.(Anası sağ olan,fazla mahrum olmaz.Ana çocuğunu el üstünde tutar.) -Anamın adı,ağzımın tadı.(Anasının ismini çocuğuna koyanın çocuğunu severken söylediği söz.) -Anandan evvel ahıra girme.(Her şeye burnunu sokma, sıranı bil.) -Anası kara, babası kara ondan olur kırı(eşek sıpası). Anası sarı, babası kara ondan olur hürü(huri). -Anası sarımsak, babası soğan. Ne olur ondan doğan?(Anası-babası kötü huylu olandan hayır gelmez.) -Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al. -Anasının ciğerinin bağı, yüreğinin yağı(Ananın çocuğa sevgi sözü.) -Angut.( Saf ve kolay aldanan insanlara denir.angut:ördeğe benzer, ondan biraz küçük bir çeşit su kuşu.Uçarken “anğ anğ”sesi çıkarır. Yuvasını genellikle sudan uzak ve kayalık araziye yapar.Yavrularını yumurtadan çıktıktan sonra yürüterek sulu bölgeye götürür.Yavrularını bir daha ilk yuvasına getirmez.) -Aptalın karnı doyunca gözü yolda olurmuş.(aptal:çingene) -Ar damarı çatlak(kırık).(hayasız) -Arayan belasını da bulur, Mevlasını da. -Arına bunaldı(boğuldu).(ar:utanma duygusu,Utanarak yapmaya mecbur kaldı.) -Arife günü yalan söyleyenin bayram günü yüzü kara çıkar. -Arka gerek arka, kimisi çekine kimisi korka.(arka:arka çıkan akraba, Adamın yüzüne vurmuşlar, “Ah arkam!” demiş atasözünün eşdeğeri.) -Arkalı köpek kurt almış.(arka:sahip çıkan.Yardımcısı olan başarılı olur.) -Arkam arkam giderim. Yolda bayram iderim. Takkam düştü toz oldu. Koca karı kız oldu.(Çocuk TEKERLEMESİ) -Arkandan atlı mı geliyor?(acelen ne?) -Arsızın ar nesine, alır kor torbasına.(Yüzsüz,utanmaz için söylenir.) -Artık-eksik hakkını helal et.(helalleşme teklifi) -Asıl azmaz, bal kokmaz.Kokarsa yağ kokar; onun da aslı yoğurt. -Asım asım oluyor.(Arsızca istiyor.) -Aslan yatağından belli olur.(Temizlik iyilerin özelliğidir.) -Aslı hu, nesli hu.(Aslı ne ki, nesli ne olsun anlamında) -Aslını inkar edene haramzade derler.(İyi insan aslını inkar etmez.) -Aş katığı isteyene; kış katığı(vermek).(Ölçüsüz bir şey verene denir.) -Aş sabahın,iş sabahın.(İşe erken başlamalı.) -Aş, eşikten çıkana kadar yoldaş.(Çorba tok tutmaz;mideyi çabuk boşaltır anlamında.) -Aşağı tükürsen sakal,yukarı tükürsen bıyık. -Aşk ağlatır,dert söyletir. -At at oluncaya kadar sahibi feth olur.(Eğitmek için çok uğraşmak gerekir.) -At sahibine göre kişner.(Kişiler emri altındaki kişinin tavrına göre davranışını ayarlar.) -At yedi günde,it yediği günde belli olur. -At, avrat, silah kimseye emanet edilmez. -Ata da soy, ite de soy gerek. -Ateş düştüğü yeri yakar. -Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. -Atı alan Üsküdar’ı geçti. -Atın ölümü arpadan olsun. -Atına güvenemen, götüne güvenemen niye çıkan ortaya.(Başarılı olamayacağın bir hususta girişimde bulunma.) -“Atına, götüne güvenemeyip ortaya çıkmak.”(Başaramıyacağı bir iş hususunda ortaya atılmak.) -Atınan deve değil ya.(Kıymetli birşey değil.) -Atla avrat yiğidin bahtına. -Avradın malı; yiğidin alnının tokmağı. -Avrat yok;akıl yok. -Ayağı büyük hoyrat, kafası büyük devlet.(Başı büyük olanın bahtı büyük olur anlamında.) -Ayağı kudümlü(kademli), başı devletli olsun.(Ayağı uğurlu, bahtı açık olsun.) -Ayağıma kara su indi.(Çok yoruldum.) -Ayağına taş değmedi.(Hiç sıkıntı çekmedi.) -Ayağını alıyor.(Aleyhine çalışıyor.) -Ayağını denk al.(Tedbirli ol.) -Ayağını sıcak tut,başını serin. -Ayının balak sevdiği gibi(sevmek)(hoyratça davranmak, balak:yavru kedi) -Ayran ağızlı.(budala) -Az ağrıyı aş basar,çok ağrıyı iş basar.(Yemek yiyince ufak ağrılar kaybolur,çalışmak insanın ağrılarını unutturur.) -Az sadaka çok kaza, bela savar. -Az ye de bir çırak tut.(Başkasına kendi işlerini yaptırmak isteyene söylenir.) -Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz.(Allah aza kanaat edenin malını çoğaltır.) -Azeysiz.(terbiyesiz) -Azgının hasmı Allah.(Zalimin belasını Allah verir.) -Azıcık aşım, ağrısız başım.(Büyük işlerle uğraşmayanın kafasını meşgul edecek sıkıntıları olmaz.) B -Baba oğula bir bağ bağışlamış; oğul babaya bir salkım üzümü vermemiş. -Babalar bağırtasıca.(BEDDUA) -Babam öldü öksüz kalmadım da, Anam öldü öksüz kaldım.(Ana, babanın yokluğunu aratmaz.) -Bağrım geçti.(Uyur uyanık halde kısa süreli uykuya daldım anlamında kullanılır.) -Bahar gelince çöpün çöpe faydası olur.(Baharda hava ısınır, ufak engeller bile soğuk rüzgarı keser.) -Bal bıçağı gibi sarılıyor(sarılmak).(Can-ı gönülden hürmet ediyor.Akrabaya, tanıdığa içten sahip çıkıyor.Bal bulaşmış bıçağın yapıştığı gibi bırakmıyor manasında.) -Bal tutan parmağını yalar.(İmkan sahibi olan ondan istifade eder.) -Bal yiyen baldan bezer.(En güzel yiyecek bile çok yenirse bıkkınlık verir.) -Balı parmağı uzun olan yemez; kısmeti olan yer.(Bir nimete kavuşmak için çok istekli olmak her zaman yeterli olmaz;kısmette varsa o zaman nasip olur.) -Baskısız yalangıyı yel alır.(yalangı:Latince“ Verbascum” cinsine dahil bir bitki.Anadolu’da sığır kuyruğu olarak da bilinmektedir.Sarı çiçekleri uç kısımlarda açan, boyu 50-70 cm civarında olabilen bir çeşit yaban otu.Hayvanların yemediği bu ot eskiden yakacak olarak kullanılırdı.Toplanan otlar evlerin yakınına yığılır;rüzgar dağıtmasın diye üzerine ağırlık(baskı) konurdu. Aile baskısı(terbiyesi) olmayan çocukların zararlı akımlara kapılacağını belirten bir atasözü.) -Baş başa, baş şeriata bağlı.(Herkesin bir silsile halinde kurallara uyma mecburiyeti ve mesuliyeti var;keyfilik olamaz.) -Baş ol da istersen soğan başı ol.(Makam sahibi olmanın önemini anlatır.) -Baş yok, boğ yok.(Terbiye edecek aile büyüğü yok-başbuğ yok.) -Başa gelecek olunca deve üstünde kuduz dalar. -Başa gelen çekilir. -Başangı.(baştan çıkmış, ahlaksız çocuk) -Başı bozuldu.(Eşi öldü.) -Başı kesik tavuk gibi çırpınıyor.(Üzüntüden feryat-figan ediyor,kendini yerden yere atıyor.) -Başı kıçından ağır gelesice.(başına büyük bela gelesice-BEDDUA) -Başına benim kadar büyük taş düşsün.(BEDDUA) -Başına gelmeyenin hoşuna gelir. -Başında at nallıyor(Başında at nallamak)(Sürekli aynı sözleri tekrarlayıp duruyor,söylenip durarak kafa şişiriyor.) -Başını bağlamak(evlendirmek) -Başını bağrını yesin.(bağır:göğüs,Başına, göğsüne zarar gelsin;öl,geber manasında.BEDDUA) -Bekar oğlana avrat boşaması kolay olur. -Beline çemi sarmak(çem: çimen, altından kalkamayacak sıkıntıya sokmak) -Ben arıyorum bir binecek, O da bana binecek.(İş yapması istenen kişi, iş yapmayıp, yardım etme durumunda olduğu kişiden iş istediği hallerde söylenir.) -Ben yanarım yavruma, yavrum yanar yavrusuna. -Beni beğenmeyen mestan, yüzü görünmez kirden pastan. -Besmele görmüş şeytan gibi kaçıyor. -Beş dakka mola, bir cigara dola.(tiryaki sözü) -Beşer şaşar.(İnsan hatadan hali olmaz.Hatasız kul olmaz.) -Beylerin de arkasından söverler.(İyi insanları kötüleyenler her zaman olur;bunları kaale almamak lazım.) -Bıldırki tokluya şişek, Selam vermeyene eşek derler.(bıldır: geçen yıl, toklu: kuzu, şişek: bir yaşındaki koyun yavrusu) -Bilirim diye yırtınmaktansa; bilmem diyip kurtulmak daha iyidir. -Bilmez pişirmez, götü kara sakız çiğner.(Haddini bilmeyen, bilmediği halde konuşan için söylenir.) -Bin işçi de;bir başçı.(Çalışan çok da olsa baş olmazsa verim alınamaz.) -Bir amanı yerde,bir amanı göğ(gök)de.(Izdırap içinde,feryat-figan halde.) -Bir ayağı körde.(kör: mezar,Çok yaşlıya denir.) -Bir başa iki tokmak vurulmaz.(Bir insana iki kere sıkıntı verilmez.) -Bir deliğe işemek.(Hepsi bir deliğe işer.)(aynı kararda olmak, hemfikir olmak) -Bir dirhem et bin ayıp körler.(körlemek:gizlemek, üzerini kapatmak, Kilo alma vücudun çirkinliklerini örter.) -Bir günlük ömrün varsa, iki günlük azık hazırla. -Bir kişinin azığı iki kişiyi aç kor. -Bir kötünün şerri yedi mahalleye dokunur. -Bir kulaç eş, urgan boyu düş.(Kendi tuzağından daha büyüğüne düş.BEDDUA) -Bir kutu kibrit al da derdine yan.(Başkasıyla ilgileneceğine kendi derdinle uğraş.) -Bir olur, iki olur, üçüncüye bok olur.(Hatada ısrar edilirse sonucu facia ile sonuçlanır.) -Bir yerim diyenden kork, bir de yemem diyenden.(Bazen yemem diyen yemeye daha isteklidir.) -Bir yüzü it, bir yüzü insan.(Ne yapacağı belli olmaz.) -Biti kanlandı.(Güç,kuvvet buldu veya zenginleşti anlamındadır.Sevilmeyen kişiler için söylenen bir deyimdir.) -Bitli kaşınmış, aç umunmuş.(Yardıma imkanı olmayandan yardım bekleyen için söylenir. umunmak: ummak, beklemek) -Boğazına geçirdi.(Vermemek niyetiyle borç aldı.) -Bok babayın anayın boynuna.(Kötü bir iş yapanın ana ve babasına yapılan beddua.BEDDUA) -Bok babayın ananın sinine dolsun.(sin:mezar) -Bok yiyenin boku yenmez.(Çok fakirin yanında çalışılmaz.Başkasının yardımına muhtaç birisinden fayda gelmez.) -Bok yutmuş kaza döndü.(Apışıp kaldı.) -Boktan boya(uyduruk şey) -Boktan şifa olmaz.(Zararlı olabilecek koca karı ilaçlarını kullanmamayı tavsiye eden bir söz.) -Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek. -Borç yiğidin kamçısıdır. -Borç yiyen kesesinden yer. -Bostan hoyuğu gibi duruyor.(hoyuk: işaret taşı.Boş durup iş yapmayana söylenir.) -Boş duranı Allah sevmez. -Boş kile, boş ambar; doldur doldur dök.(iyimser hayal kurarak konuşmak) -Boşa koyuyorum dolmuyor, doluya koyuyorum almıyor.(Çözüm bulunamayan durumda söylenir.) -Boşboğazlık etmek.(Yeri ve zamanı olmadığı halde söze karışmak veya yetkisiz birinin fikir ileri sürmesi.) -Boynu eğri olmak(minnet borcu bulunmak) -Boynumu kesseler bir damla kanım akmaz.(bir işte hiç suçu olmamak) -Boynuz kulağı geçti.(Sonradan gelen eski’yi geçti,yeni yetişenler eskilerden daha ileri duruma geldiler anlamındadır.) -Boyu heyrek, aklı seyrek.(herek: asma sırığı, “Boyu tavil, aklı zail” atasözünün eşdeğeri. tavil: uzun,zail:kayıp) -Boyu kavak, aklı savak.(savak: ters) -Bugün yer bugün içerim, yarına Hüda kerim. -Burnu bulut çiziyor.(O kadar çok kibirli ki;burnu bulutlara dokunuyor. ) -Burnumdan getirdi.(Burnundan getirmek)(Çok sıkıntı verdi manasında kullanılır.Koyun ve sığır gibi hayvanlar aşırı miktarda buğday veya arpa yediğinde yediği tahıl karnında şişer ve yediğini sindiremez.Hayvan bazan ölür.Ölmeden önce yediği yemler ağzından,burnundan gelmeye başlar.Buna hayvanın töhmelemesi(töhmeledi) denir.Bu olaya benzetilerek söylenmiştir.) -Burnuna sırıkla bok yetişmez.(Çok kibirli;burnu o kadar yukarda ki,burnuna bok sürmek için sırık kullanmak gerekli manasında.) -Burnunun doğrusuna gidiyor.(Başkasının fikrine itibar etmeksizin doğru-eğri demeden kendi bildiğini uyguluyor.) -Burun kırın ediyor.(mızmızlanıyor) -Buyurulmamış yumuşu puşt oğlan tutar.(Yapılması istenmediği halde gereksiz bir işi yapana denir.) -Büyüğünü bilmeyen Allah’ ını bilmemiş.Büyüğüne saygı göstermeyen Allahın emirlerine saygısızlık etmiş olur.) C-Ç -Cahillik başa bela.(Gençlerin hata yapabileceğini anlatır.) -Cami yapılmadan körler kapıya dizilmiş.(Bir iş tamamlanmadan, yararlanmak isteyenler ortaya çıkmış.) -Cami yıkılmış ama mihrabı yerinde.(Güzelliğinden alamet kalmış yaşlıya denir.) -Caminin mumunu yiyen kedinin gözü bozarmış.(Göze boz gelmek:Göz hastalığına uğramak,gözün korneasında bulanıklık oluşması;Kutsal şeylere, yetim malına zarar veren cezasız kalmaz.) -Can alıp can veriyor.(Can çekişiyor.) -Can çıkmayınca huy çıkmaz. -Cana gelen mala gelsin. -Canı berk.(acıya dayanıklı) -Cehennemin dibine gidesice.(BEDDUA) -Cehennemin zımarasına(zımara’ya) gidesice.(zımara:cehennemin en şiddetli yeri,cehennem-i zümera.BEDDUA) -Cızıdan çıktı(çıkmak).(cızı: çizgi,Tarla sürülürken hayvanın düzgün gitmemesi durumuna benzetilerek;insan için yapmaması gereken şeyi yaptığında“yoldan çıktı”manasında söylenir. -Cin atına bindi.(Küplere bindi.) -Cingan beyi(erkeği) gibi kubarıyor.(cingan:çingene,kubarmak:şişinmek, kasıntılı durmak) -Cingan cik cik. Arkası lik lik. Bir sokum ekmek; Kapı kapı gezmek.(sokum: lokma, TEKERLEME) -Cingan gibi orannıyor.(orannamak:arsızca yalvarmak) -Cirit atıyor(atmak).(Ortalığın karmakarışık olması.) -Çakılasıca.(BEDDUA) -Çakıldaklı.(çakıldak:koyunun kuyruğu altında yapışık yumru şeklindeki kuru koyun pisliği.Pis, beceriksiz insanlara söylenir.) -Çam sakızı,çoban armağanı(Mütevazi hediye manasında kullanılır.) -Çamur, çaylak.(Ortalık ıslak, her taraf çamur arazi için söylenir.) -Çamura yat da kalıbına bak.(Yaşına uygun olmayan çocukça iş yapana denir.) -Çavdar ekmeğine besmele ne?(Değersiz bir şeye kıymet vermek gerekmez.) -Çenesi çekilesice.(Öldükten sonra insanın ağzı açık kalmaması için çenesi bağlanır.Geberesice anlamında.BEDDUA) -Çırak çıkardı.(Aldattı, iflas ettirdi.) -Çift sürmeyen öküzüm olsun. Çifte gitmeyen oğlum olsun.(Varlıktan zarar gelmez.İş yapmayan oğlum bir gün iş yapar olur,bu gün işe yaramayan malım bir gün işe yarar demektir.) -Çiftçinin avradı iki, öküzü üç olmalı.(Herşeyin yedeği bulunmalı.) -Çifte yürümez amma, büveleğe şartıynan.(büvelek: öküzü ısırıp kanatan sinek, şartıynan: şartı ile, usulüne uygun. Tarla sürmekte isteksiz, sinek ısırdı mı koşmayı seven hayvandan bahseder.[Normal işe çalışmayan fakat lüzumsuz işlerle çok uğraşan kişilere denir.]) -Çiftçiyi sil almış da;gittiği yirde hala kesseğin bir yüzü kuru dirmiş.(sil:sel,kessek:kuru şekilli çamur.Çiftçiyi sel götürse bile hala toprağın yeterince yağış almadığını düşüneceğini anlatan bir atasözü.Köylünün mahsülünün iyi olması için yağmura ne kadar hasret olduğunu belirtir.) -Çil keklik gibi kendini yiyip bitiriyor.(Aşırı üzüntü çekiyor.) -Çimeli çirtik, üstü başı yırtık.(Çimeli halkının fakir olduğunu, üstü başının yırtık olduğunu anlatır; yakın köylüler tarafından söylenir.) -Çirkefe basma, yüzüne sıçrar.(çirkef:ıslanmış dışkıdan sızan su, fışkı) -Çobanın gönlü olunca tekeden süt sağar.(İnsanın gönlü olunca en zor şartta bile çözüm üretir.) -Çocuğa iş buyur; sonra git ardından kendin yap.(Çocuk hatasız iş yapmaz.) -Çocuğu okutan; babasının akçesiyle anasının bohçası. -Çocuğun biri karar, iki zarar, üçü cingana yarar.(cingan: çingene) -Çok harman yeri dişlemiş.(Çok eş değiştirmiş veya iyi-kötü birçok tecrübesi olmuş kişiler için söylenir.Çok mevsim geçirmiş, yıllar görmüş hayvanlardan ilham alınarak söylenmiştir.) -Çok muhabbet tez ayrılık getirir. -Çüş dedikçe ziyana basıyor.(Her hareketiyle zarara sebep oluyor.) D -Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur. -Dağ kuşu dağda, bağ kuşu bağda.(Herkes kendisine uygun yerde faaliyet göstermeli veya yaşamalı.) -Dağda ayı dolaşır, boku bize bulaşır.(Hiç alakam olmadığı halde zararı dokundu.) -Dağınık eve misafir gelir.(Çok kere misafir insanı hazırlıksız yakalar.) -Dağlar karını martta alır. -Dam üstünde kediler, Cırnav mırnav dediler, İki gelin bir oldu, Kaynanayı yediler.(TEKERLEME) -Damarı göl olsun.(Hayvanın sütü bol olsun.-DUA) -Damgası gövdeme basılsın.(Borç istendiğinde param yok diyenin yeminidir.) -Davul onun boynunda, çomak(tokmak) başkasının elinde.(Zahmeti çeken ayrı,yetkiyi kullanan ayrı manasında.) -Davula taş atmak(şerli birine sataşmak) -Debbağ(derici) sevdiği deriyi yerden yere vururmuş.(Sevdiği birinin gönlünü almak amacıyla söylenir.Seni üzdüm ama bunu senin kötülüğün için yapmadım,sana sert davranmam seni sevmediğim anlamına gelmiyor demektir.) -Dedesi koruk yer, torununun dişi kamaşır.(Ahlaksız veya huysuz insanların çocukları da onlar gibi yanlış iş yaparlar.) -Defe koyup çaldı.(Sırrı ifşa etti.) -Deli deliyi görünce değneğini saklarmış.(Başkalarına şerli olanlar daha azgınlarla karşılaştıklarında birden munis hale gelirler.) -Deli kızdan deli gelin, deli gelinden deli avrat olur. -Deli misin, demberse misin?(demberse:kafadan çatlak) -Deli-depek(deli) -Deli öğüt tutarmı(tutmaz.)? -Deli uslanmaz,demir ıslanmaz. -Delinin başucunda yatmaktansa, akıllının ayak ucunda yatmak iyidir. -Delinin götünde sırık dikili olmaz ya; hareketinden belli olur. -Delinin ipiyle kuyuya inilmez. -Deliye yüz öğüt ver, kendi bildiğine gider. -Deliyle gitme yola, getirir başına bela. -Demberse.(aptal, deli) -Deme dostuna, der dostuna. -Demirci dükkanında ne bulunur; iki çekiç, bir zopuç.(zopuç: büyük çekiç) -Dene deneye eş olur, dene de bir kazanda aş olur.(dene: buğday tanesi, israf etmeme tembihi) -Denenmişi denemek ahmaklıktır(abahamlıktır). -Denize dalar, çaya gelince çemrenir.(çemremek: kolu veya paçayı sıyırmak.Küçük masraflarda pintilik yapar büyük masraflardan çekinmez anlamında.) -Derdin büyüğünü ye.(BEDDUA) -Dermansız dertlerden gidesice.(BEDDUA) -Dermansız dertlere uğrayasıca.(BEDDUA) -Dert anıldığı gün, öksüz dövüldüğü gün. (acısı artar) -Deve büyük ot yer, şahin küçük et yer.(Zeka ve akıl kimdeyse o başarılı olur;dış görünüş önemli değildir.) -Deve eti yiyelim de imanımız tazelensin dedik; deve eti yedik eski dinden imandan da olduk.(Faydası olsun diye bir teşebbüste bulunup,eskisinden daha kötü duruma düşmeyi anlatır.) -Deve gibi köpürdü.(çok sinirlendi) -Deve kini gibi.(Kindar insanlar için söylenir.) -Deve üstünde kuduz dalar.(Hiç olmayacak yerde tehlikeye maruz kalınabilir.) -Deve zelvesi gibi.(zelve: boyunduruk demiri, hantal iri yarı adam) -Devenin bostanda gezdiği gibi geziyor.(Dikkatsiz,kıra-döke yürüyor.) -Deveyi dertlisi arar.(Ancak sıkıntısı olan çare arar.) -Deveyle ilgili kelimeler (lök: erkek deve, hecin: tek hörgüçlü erkek deve, puhur: çift hörgüçlü damızlık erkek deve, daylak:genç deve,köşşek:deve yavrusu, portlak:yakın doğmuş;çok küçük deve yavrusu) -Devrilağalacca(devrilekalasıca).(Düşüp ölesice.BEDDUA) -Dışı eli yakar, içi bizi yakar. -Dışından baktım bir yeşil türbe, İçine baktım estağfirullah tövbe.(Dışından iyi görünen, fakat içi son derecede kötü insanlar için söylenmiştir.“Eller iyisi ,evler ağısı” atasözünün bir benzeridir.) -Dibi görünmeyen kaptan su içilmez.(Hem dibi görünmeyen testi benzeri kaptan su içmemeyi öğütler; hem de aslı bilinmeyen insana güvenilmez anlamı vardır.) -Dile gelen bile(bil ki) gelir.(Kendiliğinden dile gelen söz gerçekleşir.) -Dinim titriyor.(Çok sakınıyorum, çok endişe ediyorum.) -Dinsizin hakkından imansız gelir. -Dipli bucaklı(süpürdü).(Evi iyice köşe bucak temizledi.) -Dipte yat kapıyı bekle, altından al ağzına çal.(Evinde yalnız kal, ziyaretçin olmasın, altina pisle ağzına bulaştır anlamında.BEDDUA) -Dirhemini yiyen it kudurur.(Birine çok ağır söz söylendiğinde denir.Sözün ağır olduğunu belirtir.) -Dirsek gösteriyor.(reddediyor) -Dişi kuş yapar yuvayı, hem sıvayı sıvayı.(Yuvayı kadın donatır.) -Dişine kan bulaştı.(Yaptığı kötülük yanına kar kaldı.) -Dişlerimiz kuzu dişi gibi, çalışa çalışa öderiz.(Yaşım genç,ödemeye gücüm yeter.) -Diye diye dilim ozan oldu.(Çok söz söyledim ama sözümü dinletemedim.) -Diye diye dilimde tüy bitti. -Doğru söyle, doğru canın çıksın.(Yalancının ölümünün kolay olmayacağını anlatan,doğru sözlü olmayı tavsiye eden atasözü.) -Doğru tartan doksan sene yanarmış.(Teraziyi eğri tartanın vay haline.) -Domuşup duruyor.(üşümüş gibi büzülerek durmak) -Dost kazan, düşmanı anan da doğurur. -Dostluk başka, alışveriş başka. -Dostunla düşman olmak istiyorsan; vaadet de yapma. -Döv döv kara demir.(Nasihatten anlamayana denir;demiri dövmekle şekli değişse bile madenini değiştiremezsin anlamındadır.) -Dua o dua amma; ağız o ağız değil.(Duanın kabul olması için insanın o duayı etmeye layık olması gerekir manasında.) -Dul avrat çocuğu (ne olacak?)(görgüsüz, terbiyesiz) -Dulluk, bir küllük; gelenin eşeği ağnar, gidenin eşeği ağnar.[ağnamak: eşeğin sırtını kaşıma amacıyla küllükte(bazan yumşak toprakta) sırtüstü bir sağa bir sola yuvarlanması,küllük:evlerin yakınında kül dökülen yer. (Sahipsiz olmasından dolayı dul kadına dil uzatan çok olur anlamındadır.)] -Dumanını yel alır. Parasını el alır. Derdi sana kalır.(Sigara içene söylenir.) -Duvağını sürüyü sürüyü girsin, kefenini sürüyü sürüyü çıksın.(Ölünceye kadar ayrılık olmaksızın kocasıyla beraber yaşamaları dileği ile yeni gelmiş geline yapılan dua. DUA) -Düdüğe koyup öttürmek(üfürmek)(sırrı ifşa etmek) -Düğün etiyle köpek tavlanmaz.(Elden gelen hediye derde deva olmaz.) -Dünya malı dünyada kalır. -Dünya ...ne, ahiret ...na.(Ne dünyasını nede ahiretini düşünen, hiçbir şeyi takmayan,umursamaz,kaygısız-saygısız insanlar için söylenen argo bir söz.) -Dünya, ahiret bacım olsun.(İyi bir kadından bahsederken kullanılır.) -Dünyaya kazık mı çaktım?(Ölmeyecek miyim?) -Düş olmayınca iş olmaz.(düş: rüya,Önemli olaylarda umumiyetle rahmani(doğru çıkan) rüya görülür anlamındadır.) -Düşeş geldi.(düşeş:tavla oyununda her iki zarın altılı gelmesi.İşi rastgeldi manasındadır.) -Düşmanın karıncaysa da merdane görük.(görük: görün) -Düşmanına kemlik dileyeceğine canına sağlık dile.(kemlik:kötülük dilemek,beddua etmek) -Düşmez kalkmaz bir Allah.(İnsan bu gün zengin veya sağlıklı olabilir fakat yarın ne olacağı belli olmaz.Ancak Allah her zaman bakidir.) -Düşüne düş, götüne şiş.(Uğursuz rüya anlatana söylenir.) -Düven öküzünün ağzı bağlanmaz.(Çalışan insanın yemeği kısıtlanmaz.) E -Ecel geldi cihana; baş ağrısı bahane. -Ehi(m), yoğu(m) kesildi.[Nefes nefese kaldı(m),çok yoruldu(m).] -Eke toka.(Akıllı laf eden küçük çocuk.) -Ekin biçmesini bilmez; amma yığın tarifini iyi yapar.(İş bilmez, akıl verir.) -Ekin ekmez, göğe bakmaz.(Ekini olmayan yağmur beklemez.) -Ekmeği ekmekçiden al, beş akçe de üste ver.(Kötü mala paranı verme.) -Ekmeğin tavşan, sen tazı olasın. Kıyamete kadar iki yakan biraraya gelmesin.(BEDDUA) -Ekmek elden; su gölden.(Başkasının kazandığını zahmetsizce yiyene denir.) -Ekmekten, aştan kesildi. -El deliye, biz akıllıya hasretik. -El elde, el başta.(Tamamen iflas etmiş.) -El elden, akıl akıldan üstündür. -El eli yur, el de yüzü yur.(İyilik karşılıksız kalmaz.Sen birine iyilik edersen gün gelir o da sana iyilikle karşılık verir.) -El elin eşeğini türkü çağırarak arar.(El adamı candan iş yapmaz.) -El eliyle yılan tut, yılanı da yalan tut.(Ele iş yaptırıyorsan yapılmamış bil;bir şekilde eksik bırakır.) -El kınamaz ayrılığı.(ayıplanmayan ölüm) -El mi yaman? Bey mi yaman? (Elbette el yaman.)(Beylerin hakkından gelen de bulunur.) -El öpmeyle dudak eskimez.(Büyüklere saygı göstermek insana eksiklik getirmez.) -El sırtından ağalık ediyor.(Başkası adına cömertlik ediyor;kendi malından vermiyor.) -El üstünde göynek eskimez.(göynek: gömlek, Borç eninde sonunda ödenir.) -Elde bulunan, beyde bulunmaz.(Beylerde bulunmayan mal,akıl veya güzellik başkalarında bulunabilir.) -Elden avuçtan çıktı.(Ölüp ölüp dirildi, can çekişti.) -Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz. -Ele değen saman çuvalına değer.(Başkası başkasının acısını bilmez.) -Ele verir talkını, kendi yutar salkımı.(Görünüşü iyi, icraatı kötü insanlar için söylenir.) -Eli başına değmiyor(Eli başına değmek).(Çok meşgul,her hangi bir işi yapmaya fırsat bulamıyor.) -Eli içinde kalasıca.(“Yaptığı işten elini çekemeden derhal ölesice” anlamında. BEDDUA) -Eli kulağında.(Hemen olmak üzere bir durumu belirtmek için söylenir. Müezzinin ezan okumadan önce elini kulağına koyduktan hemen sonra ezana başlamasından ilham alınarak söylenmiş bir deyim.) -Eli yuka(yufka).(fakir) -Eli yüzü belirsiz.(utanmaz) -Elifi görse mertek sanır.(mertek: değnek,çok cahil anlamında) -Elimi açtım, gözümü yumdum.(Ne verilirse razıyım.) -Elin ağzı tutulmaz.(Dedikodu önlenemez.) -Elin evine(başına) dolu yağar, bizimkine deli yağar. -Elin gözündeki saman çöpünü görür, kendi götündeki merteği görmez. -Eline ekmek, başına tokmak.(bir iyilik yapıp bir de acı söz söylemek) -Eline vardı(varmak).(Elini öptü.) -Elinen gelen; düğün bayram.(Herkese gelen sıkıntıya tahammül daha kolay olur.) -Elinin endazesi yok.(endaze:eskiden kumaş ölçmede kullanılan uzunluk ölçüsü birimi,Kaba saba,eli ince işe yatkın olmayanlar için söylenen bir atasözü.) -Elininen(elinle) virmeyinen(vermeyle) ev mi yıkılır?(Sadaka malı eksiltmez.) -Elininen virmeyinen mal eksilmez.(Kontrollü olarak verilen mal-sadaka malı eksiltmez.) -Elleri bağlı, dilleri yağlı.(tatlı dilli pinti) -Emanetin bağrı yuka(yufka) olur.(Emanet kolay zarar görür.) -Emin, sekin(rahat rahat, sakin sakin anlamında) -Emir gelin emir gelin, Penceresi demir gelin, Oğlanı ben doğurdum, Gel g…mü kemir gelin.(TEKERLEME) -Emmi dayı dedim, dilde ne kaldı? Bok, sidik yudum elde ne kaldı?(Büyüğe saygı insana eksiklik getirmez.) -Emmi emmi Kırı boku yen mi? Kızını bana verin mi?(ÇOCUK TEKERLEMESİ) -Enik köpek ürümeye havas.(havas: hevesli.Çocuk çok gevezelik eder anlamında.) -Eniştem deve, hiç gelmez eve.(TEKERLEME) -Eniştem eşek, kuskunu gevşek. Yokuşta binerim, düzde inerim.(kuskun: semerin öne kaymasını engelleyen;eşeğin bacaklarını arkadan saran kuşak kısmı, TEKERLEME) -Eniştem koyun, hiç bilmez oyun.(TEKERLEME) -Erişmeyesice.(Büyümeden ölesice.BEDDUA) -Erişip yetişmeyesice.(BEDDUA) -Erkeğin kıllısı Ali’ den, kadının kıllısı periden.(Ali: Hz. Ali) -Erkeğin malı meydanda olur. -Erkek eşeğin anırmayanı olmaz.(Hovardalık yapmayan erkek olmaz.) -Erken evlenen döl alır, geç evlenen yol alır. -Esen yelden nem kapar.(alıngan) -Es(i)rikli.(esrimek:sarhoş olmak.esrik:sarhoş,çılgın.Çabuk sinirlenen,çılgın anlamında.) -Eski düşman dost olmaz, eşek derisi post olmaz.(Düşmanın barışık görünmesine hiçbir zaman aldanma;fırsatını bulduğu anda ihanet eder.) -Eskide keramet olsa bit pazarına nur yağardı.(Eski maldan hayır gelmez.) -Eşeğimi emip, sıpasını aç mı koyacaksın?(Elinden geleni ardına koyma, bir şey yapamazsın.) -Eşek hoşaftan ne anlar? Suyunu içer, denesi kalır.(dene: tane,Ahmak iyinin kıymetini bilmez.) -Eşki üşkü kendi bağımızın koruğu.(Kötü de olsa kendi akrabamız.) -Et yemeyenin gözünün güheri olmaz.(güher: fer, ışık, görme gücü) -Etin çiği et getirir, hamurun çiği dert getirir.(Etin çiği vücuda kuvvet verir,ekmeğin çiği hasta eder.) -Etliye sütlüye karışıyor. -Etme-bulma dünyası.(Bu dünyada eden bulur anlamında.) -Ettiği hayır ürküttüğü kurbağayı değmez.(Yaptığı iyilik verdiği zararı karşılamaz.) -Ettin bir hayır, tutda budundan ayır.(Yaptığın bir iyiliğin arkasından o iyiliğini değersiz hale getirecek olumsuz bir davranışta bulunma.) -Ev sahibinin haberi yok, civcikler birbirini kırıyor.(civcik: civciv,Mal-yetki sahibi dururken; hiç hak sahibi olmayanlar sahiplenme kavgasına girdiklerinde söylenir.) -Evde kalmış kızın vebali amcasının oğlunun boynuna. -Evde orospu olduktan sonra kapı dayak(kilit) tutmaz.(dayak:eskiden kapının açılmaması için kapı arkasına dayanan ağaç parçası.İşbirlikçi içerde olduğu müddetçe içerisini kontrol etmek mümkün değildir.) -Evi ayrı yolu sapa.(Münakaşa edecek hiçbir durum yok.) -Evladın akıllı malı neylesin,evladın deli malı neylesin?(Evladın akıllı ise malı olmasa da mal sahibi olur;evladın deli ise elinde malı olsa da batırır.) -Evlenmeden devlenesice.(Evlenmeden belasını bulasıca.BEDDUA) -Evlenmeden önce gözünü dört aç,evlendikten sonra gözlerini kapat.(Evlendikten sonra kusur araştırma.) -Evlensene; para yok. Kazansana; göt yok.(Çalışmayıp geçersiz mazeret üretenler için söylenir.) -Evleri var sekili. Kumda burçak ekili. Babam sana kız vermez. Hacı baba leylek yapılı.(TEKERLEME) F -Fadimana fas. Tahtaya bas. Tahta çürük mık tutmaz. Fadimana küçük söz tutmaz.(TEKERLEME) -Farz sünneti bastı.(İş aciliyet kazandı.) -Fetine(fethine) ferman okuttu.(Defterini dürdü,sonunu getirdi.Elindekini, avucundakini yiyip bitirdi anlamında bir deyim.) G -Gadanı alayım,kurban olayım. Şarp şarp götüne vurayım.[Yüzberi(yüze karşı) tatlı sözler söyleyip,davranışı kötü olanlar için söylenen bir deyim.] -Gadasını aldığım(Gadanı alayım, kurban olayım).(gada:kaza. Sana gelecek kaza bela bana gelsin,senin yoluna canım kurban olsun anlamında.) -Garip kuşun yuvasını Allah yapar. -Gavur ölüsü gibi.(Ağır anlamında.) -Gavur parasıyla beş para etmez.(çok değersiz) -Gavurnan dayım değirmene gitmiş, hangisi dayım hangisi gavur bilemedim.(gavurnan:gavur ile.Kimin kötü olduğu bilinmediği durumda söylenir.) -Gavurun ekmeğini yiyen kılıcını çalar.(Kimden menfaat sağlarsan ona hizmet edersin.) -Gavurun yanında ... müslüman. -Gece gezen ya buduna ya boğazına.(Ya tecavüze uğrar veya bir yiyecek bulur.) -Geç olsun da güç olmasın. -Geçmişe mazi derler, kovana tazı derler(yenene kuzu derler).(“Geçmişde kalan hakların için boşuna uğraşma” manasında; kaybedilen bir hakkın bir daha ele geçirilme umudu olmadığı haller için söylenir.) -Gelin aksak, kız kötürüm, kaynana mücrüm.(Evde herkes hasta anlamında.) -Gelin atta, kısmeti yadda.Gör kimin kapısına iner.(yad:yabancı,Hiçbir işe kesin gözüyle bakma;benim zannettiğin şey başkasına nasip olabilir.) -Gelin evin kekliği; yer yalanı yalanı, görür dolanı dolanı.(Gelin evin süsüdür, çalışma görevi olduğu gibi yeme de onun hakkıdır.) -Gelip giden ökçe, iş bitiren akçe.(Bir yere gidip gelme tek başına sonuç almaz, para harcamak netice verir.) -Gemisini kurtaran kaptan. -Gevişi çoğalıyor.(İştahı kesik; yedigi ağzında birikiyor.) -Gıcık aldım(Gıcığıma gitti).(Sinirime dokundu.) -Giden arabanın gölgesi olmaz.(Gelip geçici birinden fayda gelmez.) -Gökten feriştah indi demişlerde; ağzı var mı? diye sormuşlar.(feriştah: melek, Ağzı olan rüşvet yer anlamında.) -Gökten yağanı yer götürür.(Başa gelen çekilir.) -Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlamış. -Gönlüne zağ veriyor.(Kendini avutuyor.) -Gönül bir sırça saraydır,kırarsan yapılmaz.(sırça:camdan yapılmış,Birisinin gönlünü kırarsan tamiri kolay olmaz.) -Gönül bu;aka da konar,boka da.(İnsan gönlü iyiye de kötüye de meyledebilir anlamındadır.Karşı cins kastedilmektedir.) -Gönül düşse bir boka; o da mis gibi koka.(Aşık olan kötüyü bile iyi görür.) -Gönül sığan yere gövde de sığar. -Gönül umduğu yere küser.(Beklentide olduğun bir dostundan yardım görmezsen o na küsersin.) -Gördüğünü ört, görmediğini söyleme. -Gördün mü bir aş hemen yanaş,gördün mü bir iş hemen sıvış. -Göre apa almak(hürmetle, taltifle karşılamak) -Görende değil, yoranda.(Rüya yormaya göre neticelenir.) -Görmemişin bir oğlu olmuş, çekmiş çükünü koparmış. -Görünen köy kılavuz istemez. -Görünüşüne baksan çırak durasın gelir. Evine baksan zekat veresin gelir.(çalımından geçilmeyen fakir.) -Görürsen şaka, görmezsen baka.(Hırsıza söylenir. Hırsızlık niyetinde olup görüldüğünde “Şaka yaptım.” diyenler için söylenir.) -Görüşmenin körpesi olmaz.(Görüşmenin uzunu kısası olmaz;görüşüldü ise kafi anlamındadır.Görüşmenin kısa kesilmesinin uygun olacağını anlatır.) -Göt dayamak(birbirine destek olmak) -Götü açık, göyneği güdük mü gördün?(Gülecek ne var anlamında.) -Götü kuş pişiriyor.(Çok korkuyor,çok sıkıntı çekiyor,zorda.) -Götü selkide.(selki:yüksek, emniyetli yer, Bulunduğu yer veya durumu emniyetli olanlar için söylenir.) -Götü yere yakın fitne olur.(Kısa boylulara söylenir.) -Götünde batman bağlı.(batman:8 kg.lık ağırlık,Üşengeç insan için söylenir.) -Götünden çıkan hata, kime giden şikata.(şikat: şikayet,Doğurduğun çocuk için şikayet etmeye hakkın yok.) -Götüyle gülüyor.(Birinin sıkıntısına seviniyor,oh çekerek alay ediyor.) -Göz bakar, can çeker. -Göz görmeyince gönül katlanır.(Görüldüğünde insana ağır gelecek,katlanılması zor bir durum karşısında söylenir.) -Göz güheri döktü(m).(Emek verdi,göz nuru döktü.) -Göz var, izan var. -Gözden ırak, gönülden ırak. -Gözü kafayı silmiş.(Her türlü tehlikeyi göze almış.) -Gözü yemiyor.(Zahmeti göze alamıyor,yorgun.) -Gözü boz mu var?(boz: hastalık,gözde kornea bulanıklığı, Gözüm kör değil ya, neden aldanayım anlamındadır.Gözü kör birimi var? diye aldatmak isteyene itiraz edilmektedir.) -Gözüne dizine dursun.(Gözüne,dizine dert gelsin anlamında.[BEDDUA]) -Gözünün ildiği yer.(Görebildiği kadar uzak yer.) -Gözünün kurdunu kırıyor.(Nispet yaparak alay ediyor, misilleme yapıyor.) -Gün doğmadan kalkan avrat, Buyurmadan tutan evlat, Deh! demeden giden at, Gider mi o evden devlet.(devlet:saadet, mutluluk. deh:hayvan için söylenen yürü komutu.) -Gün doğmadan neler doğar.(Allah bir çıkış yolu gösterir.) -Gün indimi gece say,evlendinmi koca say. -Günah kütüğü.(Yaşlı olmasına rağmen günah işlemeye devam eden;çok günah işleyen ihtiyar.) -Gündüz lafı bakarak, gece lafı çekerek konuşmalı.(Gizli bir sözü gündüz etrafa bakarak,gece ise etraf iyi görülemeyeceğinden kısık sesle konuşma tavsiye edilmektedir.) -Güttüğü üç keçi, ıslığı dağı taşı tutuyor.(Az iş yapıp çok gürültü çıkarıyor.) -Güverene kuş da döner.(güveren: bitki,Birinin bahçesinden mal sahibinin kızmayacağı kadar az bir şey alıp yenebilir anlamında.Kuşlar bile yeşilliği görünce yanına konarlar;az bir şey almak hoş görülebilir.Bu durum suç sayılmaz anlamındadır.Çimeli’de güvermek yeşermek anlamında kullanılmaktadır.Güveren kelimesi ile yeşil bitki,bağ,bahçe kastedilmektedir.) -Güzel idin, hani yerin; şişman idin hani derin? H -Habbeyi kubbe yapar.(habbe: hava kabarcığı, Abartır.) -Hacı hacı mı olur gitmeyinen Mekke’ ye. Eşek derviş mi olur taş çekmeyinen tekkeye.(Bir işi yapmış olmak kötü kişiyi değerli hale getirmez. -Hacı hacıyı bulur Mekke’ de. Derviş dervişi bulur tekkede. Dürzü dürzüyü bulur Antakya’ da.(Herkes kendine benzer kişiyle arkadaşlık eder.) -Hacı yolu gözler gibi gözledik.( Çok merakla bekledik.) -Hak deyince akan sular durur.(Bir insan bir konuda haklı ise,o konuda hiçbir tartışma yapılmadan hakkı teslim edlmelidir.) -Hak doğrunun yardımcısı. -Hak yerde kalmaz. -Hak yiyen bok yesin.(BEDDUA) -Hakkı bokunu ödemez.(Karı zararını ödemez.) -Halimden anlayan halim, halimden anlamayan zalim.(halim: iyi huylu,Zor durumda olmama rağmen bunu anlamazlıktan gele zalimdir manasındadır.) -Halk içinde söz var, hulk içinde söz var.(Her söz her yerde konuşulmaz.) -Ham ayva gibi boğazıma durdu.(Lafı ağzıma tıkadı.) -Handa yatar, Van’ da ürür.(İlgisiz uzak işlere karışana denir.) -Haramla beslenen harami olur. Dağıtır alemi, ziyankar olur.(harami: yol kesen, eşkıya) -Harman yeri dişlemiş.(Başından iyi-kötü çok iş geçmiş, tecrübeli.) -Has yüzüne hasret kaldık.(Sevilmeyen biri görüldüğü zaman, istenmezlik ifadesi olarak söylenir.) -Hasan, havluya basan. Cıncık kıran, cırt osturan. Tavuğun hölü, Deli Omar’ ın dölü.(cıncık: çanak kırığı, höl: fol-TEKERLEME) -Hastalık batmanla girer, dirhem dirhem çıkar. -Hastaya kar mı soran.(Hastaya kar sorulmaz.Çok ihtiyaç duyulan bir şey teklif edildiğinde;teklif edilen şey bize ilaç gibi gerekli anlamında kullanılır.) -Haşişleniyor(haşişlenmek)(Ne haşişleniyon?).(haşiş: esrar,Esrar içmiş gibi ne öfkeleniyorsun?ne efeleniyorsun?) -Havai gönüllü, zır zır akıllı.(Aklı bir karış yukarda.) -Havası(hevesi) kursağında kalasıca.(BEDDUA) -Haydan gelen huya gider.(Haramdan kazanılan mal ziyana uğrar.) -Hayın havfli olur.[Hain(hırsız) korkulu olur.] -Hayır dile komşuna, hayır gelsin başına. -Hayrını meymenetini görmeyesice.(Elde ettiği malın zararını göresice manasında.BEDDUA) -Hazıra dağlar dayanmaz.(Hazır mal-üzerine kazanılmayan mal çabuk tükenir) -Hecin devesi gibi.(İri yarı insan için söylenir.) -Helemez hülemez ocak başına gelemez.(çok beceriksiz) -Hem kel,hem hodul.(hodul:fodul,kibirli) -Her geleni Hızır bil, her geceyi Kadir bil. -Her geleni Hızır bil, Hızır’ ı yanında hazır bil. -Her güzelin var bir huyu.(Herkesin bir kötü tarafı bulunur.) -Her kafadan bir ses çıkıyor. -Herkes aklını beğenmiş de almış.(Herkes kendi aklını beğenir.) -Hesaplı gönül incinmemiş.(Hesaplı alış verişte alan da satan da incinmez.Birbirini aldatmayan alış verişde iki taraf da memnun kalır manasındadır.) -Hesapsız kasabın masadı götüne gitmiş.(masat: bileyi aleti, Ölçüsüz hareketin sonu başarısız olur.) -Hırsıza bağ bekletiyor.(Güvenilmeyen birine emanet ediyor.) -Hocanın dediğini tut, gittiği yola gitme. -Homuktu.( suratı asık) -Hömeriyor(dikleniyor,efeleniyor,Kavga için kışkırtıcı davranışta bulunuyor.) -Huy canın altında.(Can çıkmayınca huy çıkmaz.) -Huylu huyundan vazgeçmez. I-İ -Ilıyı ılıyı yaz, soğuyu soğuyu kış gelir. -Irmağın başında bile suyu tedarikle kullan. -Irzı kırık.(namussuz) -Irzı tenekeli.(namussuz) -Isıracak köpek dişini göstermez.(Tehdit etmeyen düşmandan daha fazla korkulmalı.) -İbibuk yuvası gibi kokuyor.(Pis kokulu yerler için söylenir.) -İbiğini yere dikti.(Düşünceli şekilde yere bakıyor.) -İçinda erik kurusu var.(olmak)(içi kinle dolu) -İki ayağımı bir pabuca koydun.(Beni çok sıkışık durumda bıraktın. İki ayağı bir pabuca koymak:çok sıkışıkdurumda bırakmak.) -İki dönüm bostan Yan gel yat Osman.(Tarlası az olanın çok işi olmaz.) -İki eli kanda olmak.(eli kanda olmak:cinayet işlemiş olmak, çok zor durumda olmak. “İki elin kanda bile olsa gel.” örneğinde olduğu gibi...) -İki iyiliksiz dünya.(Dünyanın sıkıntısı bitmez anlamında.) -İki kessek bir taşın yarısı eder.(kessek:şekilli kuru çamur parçası, Birlikten kuvvet doğar;iki zayıf kişi bir kuvvetli kişi gibi iş görür anlamında.) -İki ucu boklu değnek. -İki ucu boklu örme.(örme:hayvan bağlamada kullanılan örülerek yapılan ip.Çıkış yolu bulunulamayan,zor durumda kalındığını belirtmede kullanılır.) -İlahana(lahana), Sıç babayın külana(külahına). Aksın gitsin kulana(kulağına).(TEKERLEME) - İle kepçeyinen;bana gaşşığınan vir ya rabbim.(Allahım,ellere kepçe ile;bana kaşıkla ver.Diğer müslüman din kardeşlerime bana verdiğinden daha çok mal ver.Bana az vermene de razıyım anlamında.DUA) -İmeceye kurt gösteriyor.(imece:köylülerin ortaklaşa yaptığı iş, Yapılması gereken işi bırakıp lüzumsuz işle uğraşana söylenir.Köylüler iş yaparken kurt kovalama gibi fuzuli işlerle meşgul olunamayacağına benzetme olarak söylenen bir deyim. ) -İnek almıyor, dana emmiyor.(İki taraf da birbiriyle anlaşamıyor.) -İnsan insana yük değil, can gövdeye mülk değil.(Yoksula yardımı yüksünmemeli,bu dünya kimseye baki değildir.) -İnsan kısım kısım, yer damar damar. -İpi ile kuyuya inilmez.(güvenilemeyen,kalleş insanı tarif için kullanılır.) -İpten kazıktan kurtulmuş.(Terbiyesiz,belalı insanlar için kullanılır.) -İsin yanına varan is gibi kokar, misin yanına varan mis gibi kokar. -İstanbul’ un lafı Üsküdar’ da olur. -İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü. -İş olacağına varır. -İşine ket vurdu.(İşini engelledi. İşine ket vurmak: işini engellemek, Sivas bölgesinde ‘işine key vurmak’ olarakta kullanılmaktadır. ) -İşini bilmeyen çavuşlar, sıçar bokunu avuçlar.(Beceriksiz insanlar işi ağzına,burnuna bulaştırır.) -İşleyen demir pas tutmaz.(Çalışan sağlıklı olur.) -İşten artmaz, dişten artar. -İt ayağı yemiş.(Çok gezen için söylenir.) -İt boka tövbe eder mi?(Kötü alışkanlığı olan kolay bırakmaz.) -İt ite, it de kuyruğuna buyurur.(Bir işin yapılması istendiğinde; o da başkasına yaptırmak istediğinde söylenir.) -İt iti basmaz.(Kötü kötünün üzerine varmaz.) -İt kılı, postal bağı.(ıvır zıvır şey) -İt kursağı iç yağını kaldırmaz.(İyilik yaramaz anlamında.) -İt yedi şeytan duasını etti.(Kötü birinin malı telef olduğunda söylenir.) -İte dalaşmaktansa çalıyı dolaşmak iyidir.(Kötüden uzak durmayı öğütler.) -İti an, değneği hazırla.(Kötüyü andığın zaman çok kere karşına çıka gelir.) -İtin aklı eksiğini yol kocadır.(Aklı eksik insanlar emeklerini boşa harcayarak ömür tüketirler.) -İtin ayağını yoldan mı esirgen?(Varsın kötü zarar görürse görsün.) -İtin götüne sokup çıkardım.(Sözle hakaret edip rezil ettim, ayıbını açığa çıkarıp zor durumda bıraktım.) -İtin öldüğü yer.(çok uzak yer) -İtin ürümesi parayla mı?(Kötünün her sözüne karşılık vermeye gerek yok manasında.) -İtinen çocuğun arkasına düşülmez(arasına girilmez).(İtlerin birbiriyle ve çocukların kendi aralarındaki kavgaları sebebiyle büyükler kavga etmemelidir.) -İtten irezil ettim.(Sözle hakaret ederek rezil rüsvay ettim.) -İyi adam lafının üzerine gelir. -İyi olacak hastanın ayağına doktor kendi gelir.(Bir iş rast gidecek olursa çözümü kendiliğinden ortaya çıkar.) -İyi olmayacak hasta döşeği kor yastığa sıçarmış.(Başında sıkıntısı olan, çözüm yolunu bilmiyorsa yanlış işler yapar.) -İyilik yitmez, kötülük batmaz.(İyilik de,kötülük de unutulmaz.) K -Kabağını dürdü.(kabak:göz kapağı,Kaşlarını çattı.) -Kabul olmayacak duaya amin dime. -Kaburgası kalın.(Aldırmaz; kolay kolay söz dinlemez.) -Kaçan da Allah der, kovan da.(Burada av ve avcı bahis konusudur.Kovalayanın da kaçanın da kendileri açısından meşru saydıkları gerekçeleri ve hayati menfaatleri vardır;fakat birinin kazanması diğerinin kaybetmesi manasına gelmektedir.Her ikisi de kendilerini haklı saymaktadırlar.Bu atasözü bu gerçeği dile getirmektedir.Bazı hallerde insanların menfaatleri de birbiriyle çakışmaz;herkes kendi menfaatine olan şeyin başkasının aleyhine bile olsa haklılığına inanır.) -Kaçan kandan kurtulmuş.(kan:kan dökme,cinayet.Beladan kaçma öğüdü.Kaçan ölümden kurtulur manasındadır.) -Kadasını aldığım(kadasını almak).(kada:kaza) -Kadı anlatışa göre verir fetvayı. -Kafa büyük akıl loş, tut kulağından çifte koş. -Kafasında kavak yelleri esiyor. -Kahve içersen esmer kavur. Sigara içersen dudaktan savur. Esrar içen gavur oğlu gavur. -Kakma elin kapısını el ucuynan, kakarlar kapını er gücüynen.(kakmak: itelemek,tecavüz amacıyla el uzatmak.Birinin evine tecavüz edersen daha büyük tecavüze uğrarsın.) -Kalkacağın yere oturma. -Kamet azdırıyor.(Arsızlık ediyor,haddi aşıyor.) -Kan baltası.(Çok tembel,yerinden kalkmaz.) -Kan çeker.(Kan ispatsız kaynar atasözünün eşdeğeri.) -Kan et de karamet etme.(karamet: iftira,İftira öldürmekten daha kötüdür.) -Kan ispatsız kaynar.(Akraba birbirini tanımasa bile içinden sevgi duyar.) -Kanaatin olsun.(inan ki doğru) -Kancık köpek yalanmadan, erkek köpek dolanmaz.(Oynak kızın arkasına puşt oğlan düşer.) -Kanı kanla yumazlar, kanı suyla yurlar.(Kan davası barış yapılarak hallolur.) -Kanına girmek.(iftira etmek) -Kanına it girsin.(Sevilmeyen biri hakkında konuşulurken ona iftira etmiyeyim[Kanına girmeyeyim.] ama kötü birşey yapmıştır anlamında söylenir.) -Kapısı kapanasıca.(Kapısı kapanmak:Evinde yiyecek içecek hiçbir şey kalmayacak şekilde yoksul düşmek.Çok yoksul düş anlamında.[BEDDUA]) -Kapısız köyden mi geldin?(Kapıyı örtmeyene denir.) -Kâr’a ar olmaz.(kâr:kazanç) -Kara kart olur. Eti sert olur. Öpene bin gün dert olur.(Kara-esmer renkli olanları yeren bir söz.TEKERLEME) -Kara koyun kara bacağından, ak koyun ak bacağından asılır.(Herkesin kendi yaptığından mesuldür.) -Kara yere git.(kara yer:kara toprak,mezar.Geber,öl anlamında.-BEDDUA) -Kara yerin kör dibine git.(Geber,toprağa gir manasında.BEDDUA) -Karayı karabiber diye yemeğe ekerler. Akı ayran diye köpeğe dökerler.(Esmer renklileri öven,beyaz renklileri yeren bir söz.Kara renkli olanların kendilerini savunma sözü.TEKERLEME) -Kardeş değil, kara taş.(Kötü kardeş için söylenir.) -Kardeş kardeşi atmış, yar başında tutmuş.(yar:uçurum) -Kardeş kardeşin ne onduğunu istermiş, ne de öldüğünü. -Kardeşim bey olmuş, karısı sevinsin. -Karıncanın altı ayda biriktirdiğini deve bir avurtta yermiş.(Fakirin uzun zamanda tasarruf ettiğini müsrif kısa zamanda tüketir anlamında.) -Karı(kadın)nın malı, yiğidin alnının tokmağı. -Karısını eşek kovalayasıca.(alaycı BEDDUA) -Karnı burnunda.(doğuma yakın hamile) -Karnı doyup yüzü güldü. -Karnı yemiyor.(Kıskanıyor, haset ediyor.) -Karnında erik kurusu var.(Bir konuda, eskiden beri kini var.) -Karnının şişini indirdi.(Kinini kustu.) -Karşıdan baktım bir yeşil türbe, içine girdim estağfirullah tövbe. -Kaşınan göz, gerisi söz.(kaşınan:kaş ile) -Kaşşığı ver de kısmeti sana göstereyim. -Kaşşığınan toplar, kepçeyinen dağıtır.(Tasarruf etmesini bilmeyenler için söylenir.) -Katranı kaynatmayınan olmaz şeker. Cinsini ...m cinsine çeker. -Kavun değil ki götünü koklasan.(İnsanlar kolay anlaşılmaz.) -Kavun karpuz yata yata büyür.(Tembelliği teşvik mahiyetinde.) -Kaya yelden ne anlar?(Kaya yelden anlamaz.)(Çok güçlüye karşı zayıfın tesiri olmaz anlamındadır.“Yel kayadan ne anlar?”,“Yel kayadan ne aparır”atasözlerinin bir başka söyleniş şekli.) -Kayın karısı, kuma yarısı.(kuma: ikinci eş, Kayınbiraderin eşi kuma gibidir.) -Kaynanam kara tazı Ürüyor bazı bazı.(TEKERLEME,Gelin-kaynana geçimsizliğini ifade eden, gelin ağzıyla söylenmiş bir tekerlemedir.Dilimizde bu konuda söylenmiş deyim,atasözü ve tekerlemeler bulunmaktadır.Ankara-Gölbaşı civarında söylenen “Kaldık oğul eline,yalvar deli geline”sözü ise kaynana ağzıyla söylenmiş bir deyimdir.) -Kazaya kalana kadar nizaya kalsın.(niza:kavga.Namaz kazaya kalmasın;vakti geçmiş de olsa kılmalı.Öbür dünyada kavgayla bile olsa kıldığımızı vkabul ettiririz.) -Kazı koz anlıyor.(koz: ceviz, yanlış anlamak) -Keçileri seçdik.(Keçileri seçmek:birine küsmek,onunla ilişkileri kesmek.Köylerde kavga eden ailelerin ortak sürüde koyun veya keçileri varsa;kavga sonrası tepki olarak hayvanlarını sürüden ayırma alışkanlıkları vardır.Bu deyim buna istinaden kullanılmıştır. ) -Keçinin canı sopa isteyince çobanın değneğine sürtünürmüş. -Keçinin uyuzu çeşmenin gözünden içer.(“Hem kel hem hodul.” anlamında. hodul(fodul):kibirli.Kibirli olmaması gerekenin kibirli davranması durumunda söylenir.) -Kedi her zaman bal yimez.(Kötünün işi her zaman rastgelmez.) -Kedi kıçını görmüş; “Ben bu yaradan iflah olmam ölürüm.” demiş.(Hastalığını abartana söylenir.) -Kedinin kaçacağı samanlık. -Kef kef geçiyor.(kef kef geçmek)(Yorgun ve uykusuzluktan bitkin kişinin sık sık başı öne düşerek uyuklaması.) -Kekik bitiyor mu, keklik ötüyor mu kaç oradan. Saz bitiyor mu, kaz ötüyor mu kal orada.(saz: sulak yer bitkisi) -Kel başta berberlik öğreniyor. -Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur. -Kelin emi olsa başına sürer.(em: ilaç) -Kelle götürür gibi gidiyor.(çok acele) -Kelleniyor(kellenmek).(Halinden şikayet ediyor.) -Kem söz, kalp akçe sahibine aittir. -Kenarda yatar, ortada bulunur.(Çalışmaktan uzak durur, nimette hazır bulunur.) -Kendi başını bağlayamaz, gelin başı bağlar.(Kendi işini iyi yapamayıp başkasına akıl vermeye kalkışana denir.) -Kendi göbeğini kesti.(Kendi işini kendi yaptı.) -Kendi söyler, kendi güler; o insanın sakarı. Kendi söyler, el güler; o insanın şekeri.( sakar:Sık kazaya sebep olan manasında kullanılabildiği gibi davranış ve konuşmasında terslikler bulunan aksi mizaçlı insanları tarif etmede kullanılır.) -Kendi yağıyla kavruldu.(Kendi kendine yetti.) -Kendi yok Allah’ı var. -Keperdi(m).(Çok yoruldum.) -Kepeği(m) kesildi.[Gücü(m) bitti; çok yoruldu(m).] -Kerc ediyor.(Nispet yapıyor.) -Kercine söyledi(m).[Nispet yaparak söyledi(m).] -Keskin sirke küpüne zarar. -Keviksiniyor.(Tamah ediyor.) -Kevkezidi.(Çok yaşlandı; takatten düştü.) -Keyfi beğde yok. -Kınalı kaşık gibi.(Güzel kız veya geline söylenir.) -Kır atın yanında kalan ya huyundan ya suyundan. -Kıran artığı.(kıran:özellikle tavuk cinsi kümes hayvanları arasında görülen öldürücü salgın hastalık.Bir köye kıran geldiğinde köydeki tavukların tamamına yakını hastalıktan kırılırdı.Hastalıktan kurtulan bir iki tavuk ise bir sonraki salgınlardan etkilenmeyerek çok uzun süre yaşardı.Bu deyim uzun yaşayan,çeşitli hastalıklardan etkilenmeyen sağlıklı insan ve hayvanlar için kullanılır.) -Kıran giresice.[Bulaşıcı(öldürücü) hastalığa maruz kalasıca.BEDDUA] -Kırdığı yumurta kırkı geçti. -Kırılı eşek gibi ardına bakıyor.(kırı:sıpa, eşek yavrusu) -Kırk dürzüyü döversen bir dümbük çıkar.(dümbük:argo bir kelime;deyyus- dürzü-ırzı kırık-namussuz anlamında.Demiri dövüp yeni bir alet yapmadan ilham alınarak söylenmiş bir söz.Burada dümbük ve dürzü kelimeleriyle ırz ve namusuna sahip çıkmayanlar;hatta satanlar kastediliyor.) -Kırk işçide; bir başçı.(Yönetici olmadan işler yürümez.) -Kırkından sonra azanı teneşir paklar.(Kırk yaşına kadar ıslah olmayan insan ölünceye kadar düzelmez manasındadır.) -Kırkından sonra deve düdük çalmaz.(Kırk yaşından sonra gençlikte yapılanlar yapılamaz.) -Kısayı kum ederler, Uzunu çam ederler, Orta boylunun yüzünden; Günde bir kan ederler.(TEKERLEME) -Kısıktırmak(köşeye sıkıştırmak, darda bırakmak -Kış gününün hoşluğuna, Osmanlı’nın dostluğuna güven olmaz.(Büyük ihtimal Çimeli aşiretinin Akkoyunlu Devleti veya Dulkadiroğulları Beyliği içinde bulunduğu sırada söylenmiş bir atasözü.Akkoyunlu Devleti ve Dulkadiroğulları Beyliği yıkılıncaya kadar Osmanlılarla birçok savaşlar yapmıştı.) -Kış kışlığını, puşt puştluğunu gösterir(belli eder). -Kışın ağaransız, yazın güverensiz, ahirette dinsiz imansız kala mısın?(ağaran:süt,peynir, güveren:ekin,sebze- YEMİN TEKLİFİ) -Kışın esen güney yeli insana kar gibi,kar’a kor gibi gelirmiş.(Kış günü esen güney rüzgarının insanı üşütse bile yerdeki karları eriteceğini anlatan bir atasözü.) -Kışın yilebiyip giden adama; “Bunun karnında ya tarhana aşı var ya mücevher taşı var.” demişler.(yilebimek: rüzgarda elbisenin savrulması, hızlı gitmek. Tarhana aşının soğukta insani ısıttığını anlatır.) -Kıtlıkta bulunmuş çavdar ekmeği.(Zayıf ve çelimsiz ailenin tek çocuğu için söylenir.Cılız olmasına rağmen kıymetli olma durumunu ifade eder.) -Kız evi; naz evi. -Kızın gönlüne koyarsan, ya davulcuya ya zurnacıya gider. -Kızın varsa orospuyu kınama,oğlun varsa pezevengi(puştu) kınama. -Kibirin bokunu yemiyor mu?(Kibirli olduğun için mi yapamıyorsun?) -Kibirinden döbürü görünüyor.(döbür,dübür:makat,anus.Aşırı kibirli manasında. ) -Kilaylanıyor.(kilaylanmak:halinden şikayet etmek,sızlanmak. Halinden şikayet ediyor, sızlanıyor manasında kullanılır.) -Kim hekim demişler, “başından geçen hekim” denmiş. -Kimisi bulamaz, kimisi bilemez. -Kimse ayranım kara demez. -Kimsenin ahı kimseye kalmaz. -Kirpiklendim.( kirpiklenmek:yarı uyur yarı uyanık halde kısa süreli uyumak. Belli belirsiz uykuya daldım anlamında kullanılır.) -Kişi emsalinden azar. -Kocadan iş uman götüne keçe yamar.(koca: yaşlı) -Kocayın adı ne demişler; hevesim yok ki bileyim demiş.(Bir kişininİlgilenmediği konuda bilgisi olmayacağını ifade eder.) -Koltuğum kabardı.(Çok gururlandım.) -Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür, gelini kız görünür. -Komşusuna bakan, ayranına su katar. -Konuşmayan ağız konuşanı yenmiş.(Sonuç alınamayacak tartışmayı susan kazanır manasında bir atasözü.) -Kork Allah’tan, korkmayandan. -Kork aprıl(nisan)ın beşinden Öküzü ayırır eşinden.(Nisan beş [miladi 14- 19 nisan] fırtınasının çok soğuk olabileceğini anlatır.) -Korkak tüccar ne kâr eder, ne zarar. -Korkma zahmarının kışından, kork nisanın beşinden.(zahmarı: zemheri, soğuk kış ayı) -Korkulu baş selamet, korkusuz baş malamat.(malamat: belada olma) -Koymayınan kuyu sulanmaz.(Başkasının akıl vermesiyle insan akıllanmaz.) -Koyun ömrü kadar ömrü kaldı.(Çok yaşlandı.) -Koyunun arkaca yattığı gibi.(arkaç:koyun sürüsünün toplu halde ve daimi olarak yattığı yer,açık alanda yatma yeri.Koyun sürüsünün sık halde bulunuşuna benzetilerek çok kalabalık eşya veya canlının bulunduğunu anlatmada kullanılan bir deyim. -Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler. -Köpeğe dalaşmadan, çalıyı dolaşmak iyidir. -Köpeğin aklı eksiği kayganadan pay umar.(kaygana: kaynamış yumurta) -Köpeğinen(köpek ile) çocuğun arkasına uyulmaz(düşülmez).(Köpek veya çocuklar arası kavga sebebiyle büyüklerin kavga etmemesini öğütleyen atasözü.) -Köpeğinin ayağından diken çıkarır.(Birisinin köpeğinin ayağından diken çıkarmak deyimi ; O’nun hatırı için çok fedakarlık yapıldığını ifade etmek için kullanılır.Birisinin hatırı için köpeğine bile iyilik yapıldığını anlatır.) -Köpeksiz köye rastgeldin.(Yaptığın haksızlıklara kimse engel olmuyor.) -Köprüden geçerken göt tokuşturma.(Çok uzak akraba.) -Körü yara kıstırdı(n).[yar: uçurum, İnsanı köşeye sıkıştırdı(n),darda bıraktı(n).] -Körün aradığı bir göz, Allah verdi iki göz. -Körün taşı gibi rastgeldi. -Körün taşını Allah rastgetire. -Körüne mi götüreceksin?(kör: mezar.Yaşlı olup mal biriktirmeye çalışana söylenir.) -Körünen yatan şaşı kalkar. -Köşe de senin, yalan da senin.(Benim yerime otur, yalanı da sen söyle.Şaka olarak söylenen bir söz.Topluluktan ayrılan, yerini bıraktığı kişiye söyler.Eskiden köy odalarında köyün erkekleri kışın toplanırlar,muhabbet ederek vakit geçirirlerdi.“Çok söz yalansız olmaz,çok mal haramsız olmaz” atasözü gereği olarak yalan martaval da eksik olmazdı. ) -Köşşek deveye uymazsa, deve köşşeğe uyar.(köşşek: deve yavrusu, Küçük büyüğe uymazsa, büyük küçüğe uymalı anlamında.) -Köşşek gözlüm.(güzel gözlüm) -Kuduz it ölür; fakat daladığı da iflah olmaz. -Kul hatadan hali olmaz. -Kulağı kesik.(eski ipsiz sapsız takımından) -Kulağını aldı.(Müjde verdi.) -Kulak duyar; kursak kabarır.(Aleyhinde söz söylendiğini duyunca insan öfkelenir.) -Kumda oyna, götüne çöp batmasın.(Tehlikeli iş yapma,başına kaza gelmesin.) -Kurbancığın kuruya kalsın, götün kuru yere gelsin.(kurbancık: kurban olayım demek, kuru yere gelmek: cesedi toprağa değmek, Sahte iltifatta bulunan; ikiyüzlü insanlar için söylenir.[BEDDUA]) -Kurdun boğazına giden kuyruk çıkmaz.(Borcunu ödemeyecek birine para kaptırılma durumunda söylenir.) -Kurt bunalınca koyuna düşer,insan bunalınca insana düşer.(düşmek:musallat olmak,İnsanlar aç kalınca birbirlerine saldırır.) -Kurt dumanlı havayı sever. -Kurt katırın kıymetini ne bilsin. -Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur. -Kurtlu baklanın kör alıcısı olur.(Değersiz insan veya malı beğenen insanlar da bulunur.) -Kurtlu pendir gibi yerinde duramıyor.(pendir:peynir,Yerinde duramayıp durmadan yaramazlık yapan çocuklar için söylenir.) -Kuru kuru kurban olayım, şarp şarp götüne vurayım.[İçten sevmeyip yüzberi(yüze karşı) sever gibi davrananlar için söylenir.] -Küsene küssük, götüne kazzık.(küssük: ucu sivri kısa değnek, Sevilmeyen birinin küsmesi karşısında söylenir.) L -Laf ebesi(Çok konuşkan,çok laf bilen,lafazan manasında.) -Laf lafı açar, laf götü açar.(Konuştukça gizli kusurları açığa çıkar.) -Lafı daşşaklama(k).[Laf arasına girip konuşmayı kesme(k).] -Lafı incir çekirdeğini doldurmaz. -Lafını bilmeyen çavuşlar; götünü, başını avuçlar. -Lafının avcarı yok, pancarı yok.(Saçma sapan konuşan için söylenir.) -Lal kızın dilinden anası anlar. -Leylek benim ne komşum; yaz gelir, güz gider.(Gelip geçici olan insanlar için söylenir.Ayda yılda bir görüşülen insanın faydası olmaz anlamında.) -Lök gibi çöktü(oturdu).(lök:erkek deve,Oturup kaldı.) M -Mahkeme kadıya mülk değil.(Hiçbir şey kalıcı değildir.) -Mal canın yongasıdır. -Mal hatıra değişilmez. -Mal sahibi camız çiftinden kuvvetlidir. -Malağını salladı.(Suratını astı.) -Mal-ı hülle etmek.(mal-ı hülya:iyimser hayal kurmak) -Malım seni vereyim de mi pişman olayım? Vermeyeyim de mi pişman olayım? Verme de öyle pişman ol !(Geri ödeme ihtimali az olan biri tarafından borç istendiğinde; borç verip de alamadım diye pişman olacağına verme de vah adamı üzdüm diyerek pişman ol anlamındadır.Burada temsili olarak mal sahibi borç vermeden önce malına sormakta ve cevabını almaktadır -Malını it yesin(yiyesice).(Malı kötülere nasip olsun.BEDDUA) -Malını it yesin, bağrını bit yesin.(BEDDUA) -Mart içeri, Cingan(çingene) dışarı.(TEKERLEME) -Mart mart martlar, Tavuklar yumurtlar.(TEKERLEME) -Martta yağsa dinmese, Nisanda sıçan sinmese, Öğünse öğünse mayıs öğünse.(Yağmur martta iyi yağarsa, nisan ılık giderse; mayıs ayında mahsül bol olur.) -Mescidin içi dururken dışı haram.(Önce akrabaya yardım etmeli.) -Mıçıtıyor.(Surat asıyor.) -Millet tamaşaya havas.(Millet temaşaya-seyre- hevesli.) -Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer. -Misafir üstüne misafir olmuş;ev üstüne ev olmamış.(Aynı evde iki aile olmaz.) -Misafirin iyisi gelir geçer kuş gibi; misafirin kötüsü oturur baykuş gibi. -Miyencilik ediyor.(Ricacı oluyor, aracılık ediyor.) -Möhlüz(müflis) içinde mal artmaz. Gavur içinde din artmaz. -Mum tutturuyor(tutturmak).(Bir insanın diğerini korkutarak her istediğini yaptırıyor olması(olmak) manasında kullanılan bir deyim.) -Muvaffak olursan gözü kara, muvaffak olamazsan yüzü kara derler. -Müflis yahudi eski defter karıştırır. -Mümine iman, kafaya duman.(tiryaki sözü) -Müslüman kuşusun niye şarap içiyon? Gavur kuşusun niye puta sıçıyon? -Müslümanın başına bir iş gelince Allah’tan bilir. Münafığın başına bir iş gelince kulundan bilir. N -Namaz bir günlük olsaydı, üstünden kuş uçurtmazdım.(Beynamaz böyle dermiş.) -Namaz; insanı yolda komaz. -Namaz kazaya kalır, yemek kazaya kalmaz. -Natırası bozuk.(huysuz, ahlaksız, tabiatı bozuk) -Nazar; insanı mezara, deveyi kazana sokar. -Ne oldum deme, ne olacam de. -Ne öldü ölüye karıştı,ne dirildi sürüye karıştı.(Bir olay karşısında durumu veya tavrı kesinlik kazanmayan,belirsizliği devam eden kimse için söylenir.) -Ne Şam’ın şekeri, ne Arap’ın kara yüzü. -Ne var bunda behey ahmak. Bu bir yeşil yaprak. İçen içer. İçmeyenin kafasına günde yüz tokmak.(tiryaki sözü) -Nekes sakınır; Ayran dökülür. Cömert eliyle verir; İkisinin harcı bir gider.(nekes-nakes: pinti, harc:masraf) -Nerde çalgı orada kalgı.(kalgı:kargaşa) -Nerde çokluk orda bokluk. -Neren ağrırsa canın orada. -Neyleyim elin üç oğlağını, beş keçisini.(Başkasının malı ,mülkü beni alakadar etmiyor). -Nişanlı kız kırılı eşek gibi hıçkırır durur.(Yavrulu eşeğin yavrusunu yanına çağırmak için seslenip durduğu gibi,nişanlı kız da her vesile ile düğünde, bayramda hediye bekler durur.Bu atasözünde oğlanı nişanladıktan sonra fazla masraf etmemek için düğünü çabuk yapma tavsiye edilmektedir.) O-Ö -O kadar kusur kadı kızında da olur. -O yalan, bu yalan. Deveyi yuttu bir yılan. Bu da mı yalan?(TEKERLEME) -Ocağı batasıca.(BEDDUA) -Ocağı söndü.(Yaşayan oğlu kalmadı.) -Ocak başından yırak(ırak).(Allah korusun,evden ırak olsun anlamında.DUA) -Oğlan dayıya, kız bibiye çeker.(bibi:hala) -Oğlan yer oyuna gider, çoban yer koyuna gider.(Parası telef olur.) -Oğlu yetişmiş koca gibi oturuyor. -Oğlum bir değil, ocağım kör değil.(ocağı kör:erkek evlatsız) -Olacak oğlan; okundan, bokundan belli olur.(Adam olacak çocuk küçüklüğünden belli olur.) -Olanla ölene çare bulunmaz. -Oluk başında oynayan, çark evinde döner.(çark evi:değirmenin dişli çarklarının bulunduğu yer,oluk başı:suyun değirmene giriş yeri,Tehlikeden sakınmayan belasını bulur anlamında.) -On koyunum olsun, güden oğlum olsun. -Onmayan deyyusun var bir kusuru; ya karısında ya kocasında.(onmak:zengin olmak) -Onun sadece “Allah bir” dediğine inan. -Orannamak.(çingene gibi yalvarmak) -Orospu evde olduktan sonra kapı kilit tutmaz.(-Evde orospu.....diye başlayan eşdeğeri atasözünde izahat var.) -Orospuya da sıfat(surat) gerek.(Herkese bir kıyafet gerek.) -Oruç tuttuğu ile bayram etmez.(herkesle kavgalı) -Osmanlı fısıltıyı(fiskosu) sevmez.(Herşey açık olmalı.Osmanlı geleneğinde gizli kapaklı işler yapılmaz.) -Osturgan göte arpa ekmeği mahana(bahane).(Bir işi beceremeyen kendine göre bir bahane bulur.) -Osturgan kancığın kurt mu alır eniği?(Kötü köpeğin eniği kurt almaz.İyi evlat yiğit kadından doğar.) -Osturma, sıçma can alıcısı mı var?(Birsürü yasak karşısında bunalan söyler.) -Ot kökü, it boku.(ıvır zıvır) -Ot sarpta, para berkte bulunur.(berk:eli sıkı) -Ottan göyneğe bindirdi.(Ottan gömlekten başka birşey kalmadı-iflas ettirdi.) -Oturan göt iş bitirmiş, gezen bulduğunu da yitirmiş.(Bulunduğu yerde iş başaranlar için söylenir.) -Oynamaktan maksat, ütmektir.(Bir işte amaç kazanma olmalıdır.) -Ödüm,bağrım yarılıyor.(Çok korkuyorum.) -Öğünme çöğürdük, kökünü de gördük.(çöğürdük:bir yaban otu.Senin ne mal olduğunu biliyoruz.) -Öksüz oğlan püskülü ponçağı napacak.(ponçak: süs olarak kullanılan iri püskül) -Öksüzün eteğine kavurga koymuşlar, “Vay çüküm yandı.” demiş.(İyiliğin kıymetini bilmeyene denir.) -Öküz öldü, ortaklık bozuldu.(Menfaat bitti;ilişki koptu.) -Ölen mi suçlu?Öldüren mi suçlu? “Elbette ölen suçlu.” demişler. -Ölenle ölünmez. -Ölme eşeğim ölme, yaz gelince yonca biçeyim. -Ölüm geldi cihana, baş ağrısı mahana(bahane). -Ölüm hak, meres halel(miras helal). -Ölüm kime münasip demişler; “hastayla kocaya” denmiş. -Ölün mü? Öldürün mü?(Kavga için haksız olarak birisi karşısına geldiğinde söylenir.) -Ölüsü olan bir gün ağlar, delisi olan hergün ağlar. -Ölüsü yok, yası var. -Ölüye giden ağlar, düğüne giden oynar.(Davranış yerine göre yapılır.) -Ölüyü çok yuma; ya osturtursun, ya sıçırtırsın.(Birşeyi çok kurcalama, bozarsın.) -Ölüyü görür ağlar, düğünü görür oynar.(Davranışları çok değişken.) -Ölüyün körü.(ölüyün mezarı-BEDDUA) -Ömrüm kazığa bağlı değil ya. -“Öte git, gözüne tütün gider.” demez.(Hiçbir davranışıyla incitmez.) -Öve öve öküz ettik, Daşşağını dokuz ettik.(Birisi haketmediği ölçüde övüldüğünde söylenir.) -Öyle olsun ağanın kızı öyle olsun. Bir aşağı söyleyelim de geçim olsun. -Öz göyüncüsü oldu.(öz:kalb, göyünmek: yanmak, Acınacak hale düştü.) -Özü tözü yok.(Özsüz un veya özü gitmiş,dayanıksız hale gelmiş kumaş v.b. için söylenir.) -Özüm bar vermiyor.(Acısına kalbim dayanamıyor.) P -Pahıl komşu insanı mal sahibi yapar.(pahıl:pinti) -Para avını alır.(Para, para kazandırır.) -Para dediğin; el kiri.(Paraya aşırı önem vermemeli;nasıl olsa kazanılır.) -Parayı paraya ver, parayı araya verme. -Paşa mayası gibi.(maya:dişi deve,Güzel kadın için söylenir.) -Payas’a pirince giderken evdeki yarmadan olduk.(Payas:İskenderun’un bir ilçesi,yarma:bulgur) -Pele püsür.(kıyafeti perişan.) -Perişanlık dizde, topukta.(İşlerin çok yoğun olduğunu, herkesin işten perişan olduğunu anlatır.) -Pire itte, bit yiğitte bulunur. -Pişmiş aşa soğuk su katıyor. -Putu kırıldı.(Morali bozuldu.) R -Rüzgardan nem kapıyor.(çok alıngan) S -Sabah erken kalk da; istersen küpten küpe şarap boşalt.(Erken kalkmanın önemini belirtir.) -Sacdan tahtaya varmıyor.(Özsüz buğday hamuru için söylenir.) -Sağ gözden sol göze fayda yok. -Sağır duymaz, yakıştırır. -Sağlam kazığa bağlamak.(garantiye almak) -Sahipsizlerin de bir sahibi var.(Garibin Allah’ı var.) -Sakala göre tarak verir(vurur).(Herkesin hoşuna gidecek şekilde konuşur.) -Sakalı gözüne ekilesice.(BEDDUA) -Sakalımız yok ki sözümüz dinlensin. -Sakınan göze çöp batar. -Sakızı boka düştü.(Morali bozuldu; zorda kaldı.) -Saldım çayıra, Mevlam kayıra.(Çocuğun terbiyesi ve eğitimi ile uğraşmayıp sokağa bırakanları yermek için söylenir.) -Saman altından su yürütür, çıkar üzerinde müezzinlik eder.İşi planlar;bilmezden gelir.) -Samanlıktaki ite kurşun değmez.(Korkak zarar görmez.) -Sanki bokunda boncuk var.(Birinin sanki marifeti varmış gibi.) -Sap yiyip saman sıçıyor. Kum yiyip çakıl sıçıyor.(Saçma sapan söz edene denir.) -Sayılı günün ömrü tez olur. -Sel gider,kum kalır.(Gelip geçiciye değil,kalıcıya önem verilmeli manasındadır.) -Sel önünden kütük kaptı.(Büyük bir fırsat yakaladı.) -“Sen de sen, ben de ben.” diyor.(Kocasına itaat etmeyen kadın için söylenir.) -Senin eşeğin erkek olsun.(Alttan alma sözü. Senin dediğin olsun anlamında.) -Sesi semadan gelesice.(Feryadı ayyuka çıkasıca.BEDDUA) -Sıç dedikse; “Dereyi tepeyi doldur.” demedik.(Bir konuda aşırılığa kaçan için söylenir.) -Sık dişini, verme canını.(tahammül et,dayan.) -Sıracalı.(sıraca:boyun cilt veremi.Boyunda sıra sıra şişlikler, bazen akıntılı yaralar oluşturduğundan boyun lenf bezi tüberkülozuna halk arasında sıraca adı verilmektedir.Hastalıklı kişilere veya sevilmeyen insanlara hakaret amacıyla söylenir.) -Sırtı kaşınıyor.(Canı sopa istiyor.) -Sıtkım sıyrıldı(sıtkı sıyrılmak).(sıdk:doğruluk, güvenilirlik.Bahis konusu olan bir kişiye güvenimi kaybettim,itimadım kalmadı anlamında.) -Sikkem mi kesiliyor?(Para mı basıyorum?) -Sinek küçük ama mide bulandırır. -Sinekten yağ çıkarır.(En küçük menfaati değerlendirir anlamında.) -Sinime çıra mı tutacak?(sin:mezar. Ne hayrı olacak,mezarıma ışık mı tutacak?) -Sinine bok dolacca(dolasıca).(Mezarına bok dolasıca.BEDDUA) -Soğuğa yiğitlik olmaz. -Sokranıyor(sokranmak).(Homurdanıyor, söyleniyor.) -Sora sora giden Bağdat’a varmış. -Soykasına(soykasından) kalasıca.(soyka:ölüden soyulan elbise,BEDDUA) -Soyunu sorarsan kendimin soyu. Huyunu sorarsan gavurdur huyu.(Akraba olan hayırsız geline denir.) -Söylemeyen ağız söyleyeni yenmiş. -Sözüm yabana.(sözüm meclisten dışarı) -Su aka aka durulur.(Gençler yaşlandıkça akıllanır.) -Su içene yılan bile değmez.(Su içeni rahatsız etme.) -Suyu üfürür içer, yeri süpürür sıçar.(Çok kibirli insanlar için söylenir.) -Sürüden ayrılanı kurt yer. -Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer. Ş -Şapı ne bilsin, şekeri ne bilsin.[şap:KAl(SO4)2.2H2O kimyasal formülünde,deriden post yapımında da kullanılan beyaz bir madde. “Ferasetsiz insan iyiyi kötüden ayıramaz”anlamındadır.] -Şaşıran karısını hala diye çağırır. -Şaşkın ördek götün götün yüzer.(götün götün:tersine) -Şeriat varsa mürüvvet de var.(Kanun varsa gelenek- görenek de var.) -Şeriatın kestiği parmak acımaz. -Şerim, şerim üstüne işerim.(Sataşmak için sebep arayana denir.) -Şerrinden şeytan sakınır. -Şerrinden şeytanlar kuyuda saklanır.(Herkes belasından sakınır.) -Şeytan azapta gerek.(Kötünün başı sıkıntıda olmalı.) -Şeytan çocuğunu azdırır(kaybeder).(Çok düzensiz, dağınık ev için söylenir.) -Şeytan görsün yüzünü.(Yüzü görülmek istenmeyen şerli insanlar için söylenir.) -Şeytanından bulasıca.(BEDDUA) -Şikarlanmak(“Ne şikarlanıyon?”).(nazlanmak) -Şimşek gibi balkıyor.(şimşek balkımak:şimşek çakmak.Çok hızlı hareket ediyor anlamında.) -Şişekalasıca.(BEDDUA) T -Tarla yok, takın yok.(çifti, çubuğu bulunmamak) -Tarlanın taşlısı, Kızın saçlısı, İneğin öküz başlısı (makbuldür). -Taş attın da kolun mu ağrıdı?(Ne zahmet çektin ki?) -Taş güççüğü değil, yaş güççüğü.(Küçük çocuğun ilerde büyüyeceğini anlatır.) -Taş ol da, baş yar.(Adam ol da başarı göster.) -Taş ufağı değil ya, insan ufağı.(Çocuk yarın büyük olur.) -Taş yerinde ağırdır.(Herkes bulunduğu yerde itibarlıdır.) -Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır,acı söz(dil) insanı şirazeden çıkarır.(şirazeden çıkmak:öfkelenip kontrolden çıkmak.Tatlı dilin insanı ikna edip yumuşamaya sebep olacağı,acı sözün kavgaya sebep olacağını belirtmektedir.) -Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış. -Tay gibi.(İri buzağı, kuzu için söylenir.) -Tebdili şaştı.(Feleği şaştı.) -Tehlikeden hader(hazer) et, minarenin altından hızlı geç.(hader etmek: sakınmak.Tehlikeye karşı tedbirli olmayı öğütler.) -Tek taş duvar olmaz.(Az imkanla büyük iş yapılmaz.Yardımcısız insanın büyük iş yapamaz.) -Tencere dibin kara, seninki benden kara. -Tepesinde(tepemde) at nallıyor.(Söz ve davranışlarıyla psikolojik işkence yapıyor.“Başına çekiç vurur gibi eziyet yapıyor” anlamında bir deyim.) -Terbiyeden tezikmiş.(tezikmek:uzaklaşmak, çıkmak.Terbiyesiz kişiler için söylenir.) -Teti teti İller kötü Benim ağam iyi...(teti çekmek:yeni yürümeye başlayan çocuğun iki elinden tutarak yürümesine yardımcı olmak.Bu sözlerle başlayan tekerlemenin başlangıcı.TEKERLEME) -Tığ teber kaldı.(tığ:tuğ,teber:kılıç, İflas etti anlamında. “Savaşı kaybetmiş tarafın elinde sadece bir tuğ bir de kılıç kaldı” anlamından ilham alınarak söylenmiş bir deyim.) -Tımbırtıya göbek atar.(Küçük şeylere büyük tepki gösterir.) -Tın tın öter.(çok alıngan) -Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır. -Tilkinin pazarda işi ne, vururlar dişine dişine.(Layık olmadığın yere gitme.) -Tilkiye “Sütünü sağacağız.” demişler; “Yüzüme bakın da öyle sağın.” demiş.(Meymenetsiz insandan hayır gelmez.) -Tosbağayı bir bağdan atmışlar; “Bu bağ olacağına başka bağ olsun.” demiş. -Tosgaba(tosbağa) kabuğundan çıkmış, kabuğunu beğenmemiş.(Yetiştiği çevreyi,anne-babasını beğenmeyenler için kınama amaçlı söylenmiş atasözü.) -Tosgaba toplayan deli oğlan.(Gerekli gereksiz herşeyi toplayanlar için kullanılan bir deyim.) -Tutulağalacca(tutulakalasıca).(Hastalığa tutulasıca.BEDDUA) -Türk’ün aklı sonradan gelir. -Türkmen ne bilir bayramı, lık lık içer ayranı.(Görgüsüzlük yapanlar için kullanılır.Burada göçebe Türklerin(Türkmenlerin ) görgü kaidelerini bilmemeleri vurgulanmıştır.Eskiden Türk topluluklarının yerleşik olanlarına Türk,göçebe olanlarına Türkmen denilirdi. U-Ü -Uçta yatar, ortada bulunur.(Çalışmaktan kaçar, nimeti görünce hazır bulunur.) -Ulu sözü dinlemeyen ulumuş kalmış.(Büyük sözü dinlemeyen perişan olur.) -Ummadığın taş baş yarar.(Kimseyi üçümseme;ummadığın kişi beklenmedik başarı gösterebilir veya düşmanca zarar verebilir manasında kullanılır.) -Ununu eleyip eleğini asmış.(Tüm işlerini yoluna koymuş,yapacak işi kalmamış.) -Utanmazsan çık babayın üst yanına otur.(Büyüklerden yüksekçe yerde oturmanın ayıplandığı bir atasözüdür.) -Uyku yok, tünek yok.(Sabaha kadar uykusuz,yatağa girmeden kalma durumunda söylenir.Kuşların bir dalda tünediği kadar bile istirahat etmedim manasındadır.) -Uzun boylu yılda iki kere lazım olur; Biri ark atlatmaya, biri de deve götü yağlatmaya. -Üç keçi pendiri gibi sallanıyor(kurtlu pendir gibi sallanıyor).(Yerinde duramayıp yaramazlık ediyor manasındadır.Yaramazlık eden çocuklar için söylenir.) -Ürümesini bilmeyen it, sürüye getirir kurt.(Lüzumsuz sözü ile başını derde sokana söylenir.) V -Varını veren utanmamış. -Varlıkta yokluk olmaz, Yoklukta yiğitlik olmaz.(Fakir cömertlik yapamaz.) -Vasiyet ölüm getirmez. -Ver yesin, ört yatsın; Arasıra yokla mundar ölmesin.(mundar:murdar,Boş yatıp iş yapmayana denir.) -Vicdanı cam ile sıyrılmış(kazınmış).(vicdansız) Y -Ya imam ol, ya imamı bul.(bir çare bul) -Yağla yavşan yarışır, soğan arada pörüşür(buruşur).(yavşan:bir yaban otu.Denk insanlar rekabet ederken zayıflar ezilir.) -Yağlı göte bezir değdiriyor.(İhtiyacı olmayan birine yardım edene denir.) -Yağlı kurşunlara gidesice.(BEDDUA) -Yağmasan da gürle.(Vermesen bile verecek gibi görün.) -Yaka biti gibi yapışır.(arsız) -Yalan, “Yalı ye de kesseğe dolan.”.(kessek:kurumuş şekilli çamur,kesseğe dolanmak:köpeğin kesseğin dibine kıvrılıp yatması.Kendisine yalan diyene köpek diyerek hakaret etme sözü.) -Yalap, çalap.(alelacele) -Yalın ayak, başı kabak.(Başı açık,ayağı yalın.) -Yandığı yerde sönsün.(Felaket genişlemesin. DUA) -Yanlış hesap Bağdat’tan döner. -Yannarı yanacca(yanları yanasıca).(yan:vücudun yan tarafları.BEDDUA) -Yap iyiliği at denize, balık bilmezse Halık bilir. -Yaralı parmağa işemez.(Kimseye yardımı dokunmaz.Eskiden el yaralandığında el iltihaplanmasın diye üzerine işeme adeti vardı.Bu adetten ilham alınarak söylenmiştir.) -Yarım elma,gönül alma.(Mütevazi hediye manasında.) -Yarısı yavrumun yarısı da; yarısı yılan yavrusu.(Gelinini sevmeyen nine torununu severken söyler.) -Yaş tahtaya basmaz.(Riskli işi yapmaz.) -Yaşı benzemesin.(Yaşayan birini ölmüş biriyle kıyaslarken söylenir.) -Yaşı,dini kıt gelesice.(BEDDUA) -Yaşı kır eşeğin yaşını geçmiş.(çok yaşlı) -Yaşı kırk demiş, götü fırk demiş.(Kırk yaşına gelen gücünü kaybeder.) -Yaşı yetmiş, işi bitmiş. -Yaşına bak, utanmazsan götüne çara çal.(çara:yeni doğan bebek kakası, Yaşına uygun iş yapmayana söylenir; ayıplama sözü.) -Yaşını yaşamış, dişini dişemiş.(dişemek:diş çıkarmak.Çok yaşlı;damak kemikleri bile açığa çıkmış.Eskiden çok yaşlıların diş etleri incelerek damak kemiklerinin görünmesi,ikinci kere diş çıkarma olarak kabul edilir ve bunlara kuzu dişi adı verilirdi.) -Yaşlıdan medet uman, götüne keçe yamar.(Yaşlı insandan yardım umulmaz.) -Yaşlıya gelin gelen; ya deli olur, ya kördeki ölü olur. -Yatan ölmemiş; vadesi yeten ölmüş. -Yatan yılanın kuyruğuna basma.(Fitneyi uyandırma.) -Yattığı yer ahır sekisi, çağırdığı İstanbul türküsü.(Kendi acınacak haline bakmayıp hal ve hareketi ile ağzı havalarda,çalımından geçilmeyen insanlar için söylenir.) -Yavuz it ne yer, ne yedirir.(Kendi istifade etmediği halde,başkalarının da istifade etmesine izin vermeyen zalim insanlar için söylenir.) -Yayan yapıldak.(yaya) -Yaz gelince dağlar bile misafir alır. -Yazın yağmur yağarsa; ya dolu yağar, ya deli yağar. -Yazlık buğday ek, evladına söyleme.(Yazlık buğday nadiren verimli olur.) -Ye dayağı, ver cermeyi ben arkanda duruyom.(cereme:maddi zarar.Sadece lafla destek verene söylenir.) -Ye tatlıyı, içme suyu; yanarsa yansın. Ye yağlıyı, iç suyu; donarsa donsun. -Yedi körün bir değneği.(Herkesin yardımına muhtaç olduğu kişi.) -Yediği çanağa işer.(nankör) -Yediği ot kökü, it boku.(Çok fakir, yiyeceksiz kalmışlar için söylenir.) -Yediği önünde, yemediği ardında.(Bol nimet içinde.) -Yel getirir, sel götürür.(Haydan gelen huya gider.) -Yel kayadan ne anlar(koparır)?(Yel esmekle kaya zarar görmez.Çok güçlüye karşı zayıf olan zarar veremez anlamındadır.“ Kaya yelden anlamaz” atasözünün benzeri. ) -Yemediğim yemeğin içinden pabucum çıksın.(Menfaatim yoksa umurumdamı?) -Yemekten sonra ya kırk adım atmalı, ya da sırtüstü yatmalı. -Yemeyenin malını yerler (yerine bir taş koyarlar). -Yemeyip içmeyip ulaştırmış.(Laf taşımış.) -Yer, göğ garibi misin?(Kimi kimsesi yok,çevreye yabancı garipmisin?) -Yere çaksan geçer.(Çok kuvvetli insanlar için söylenir.) -Yılan da toprağı perhizle yalar.(İsraf etmeme nasihati.) -Yılan eğri büğrü kendi deliğine akar.(Herkesin faydası yakınlarına olur.) -Yılan eniğini sokmuş da, öldürmemiş.(Anne-baba çocuğunu cezalandırsa bile ona zarar vermez anlamında.) -Yılanı kırkar.(Sinekten yağ çıkarır atasözünün benzeri.Herkesten faydalanmaya çalışır anlamında.) -Yılanın bile küçüğü sevimli olur. -Yırtığı küllüğe, yenisi bolluğa.(yeni elbise alana, DUA) -Yiğidi öldür, hakkını ketm itme.(ketm etmek:hakkını yemek, hakkını teslim etmemek.İnsanı eleştirirken iyi taraflarınıda unutmamak gerekir anlamında.) -Yiğidin anası çabuk ağlar. -Yiğin at kendine kamçı değdirmez.(yiğin,yiğni:hafif,hızlı. Vazifesini yapan insan kendine söz söyletmez anlamında.) -Yiğit ne yapsın mal olmayınca. -Yiğitliğin onda dokuzu kaçmak, biri ise hiç ortada görünmemektir. -Yiyeceği otu görür, kurdun yiyeceğini görmez.(Menfaatini görüp,riskini görmeyenler için söylenir.) -Yiyen ağız utanmış.(Yiyen utanır.Hediye alana iş yaptırılır.) -Yoğun incelinceye kadar incenin canı çıkar.(Şişman zayıflayıncaya kadar zayıf ölür anlamında.) -Yokladık mıh başı çıktı. -Yoklukta bulunmuş çavdar ekmeği.(Cılız;ailenin tek erkek çocuğu için söylenir.Çelimsiz olmasına rağmen kıymetli olduğunu ifade eder.) -Yoksulun bir kızı var, tepesinde gözü var.(Malı veya çocuğu az olanın sahip olduğu şeyler çok kıymetli olur.) -Yoksuzluk haksızlık getirir. -Yola dur, bele dur; insafı elden koma.(yola durmak:yol kesmek,bel:engebeli arazi) -Yola(yabana) gidenin işini Allah bilir. -Yolcu yolunda gerek. -Yoluynan giden yorulmamış.(yoluynan:yolu ile) -Yumurtayı küssüğünen devirir.(küssük:değnek.Çok erincek; tembel.) -Yundun mu kel kız? Tarandım bile.(İşi az olup işini çabuk bitirene söylenir.) -Yurt yerinde ufak mı bulunur?(yurt:çadır kurulan yer, ufak:ekmek kırıntısı. Kıymetli birşeyin bulunması beklenmediği durumda söylenir.) -Yuvasız kuşun yuvasını Allah yapar. -Yük altında eşek kalır. (İyi insan iyilik gördüğü kişiye karşılığını öder.) -Yüreğimin yağı eridi.(Çok korktum,çok heyecanlandım anlamında.Çok mutlu oldu(m) anlamında kullanılan“Yüreği(m) kat kat yağ bağladı” deyiminin zıddı olan bir deyim.) -Yürüdükçe yer ığransın (ırgalansın), menciliste (mecliste) sözü dinlensin.(Evladım büyüsün,sözü dinlenir olsun anlamında dua.DUA) -Yüz verdik deliye; çemrendi sıçtı halıya. -Yüze yüze kuyruğuna geldik. -Yüzü kırk kat oldu.(Yüzünü astı.) -Yüzü sirke satıyor. -Yüzü yeri süpürüyor.(Suratı asık anlamında.) -Yüzünden düşen bin parça olur. -Yüzüne bakanın işi rast gelmez.(Yüzünü görenin işi rast gelmez.) (Yüzünden şer akan meymenetsiz insanlar için söylenir.) -Yüzüne gözüne bulaştırdı. -Yüzüne gülsuyu.(Tiksindirecek bir konuda konuşmadan önce söylenir.) -Yüzüne tükürsen yağmur yağıyor zanneder.(Utanmaz insan için söylenir.) -Yüzünü dolayıp gitti.(Yüzünü asarak gitti.) -Yüzünü salladı(astı). Z -Zahmırı bozuk.(Karakteri bozuk.) -Zevzek(boşboğaz, geveze) -Zıkkımın kökü(nü ye).(BEDDUA) -Zıvanadan çıktı.(zıvana:esrar çekilen nargilenin ağızlığı, Yeni esrar çekmiş gibi sinirli anlamındadır.Çok sinirlenenler için söylenir.) -Zıvgar oynuyor.(zıvgar oynamak:çok çevik ve hızlı hareket etmek, Yerinde duramayan çok hızlı sağa sola hareket eden için söylenir.Çukurova’da eskiden meşhur “Zıvgara’ nın Körü” isimli çok çevik, hareketli bir eşkıyadan ilham alınarak söylenmiş bir deyim olma ihtimali yüksektir.) -Ziv köpek gibi geziyor. (Başıboş köpek gibi geziyor.) -Ziv ziv geziyor. (Başıboş köpek gibi amaçsız dolaşıyor.) -Zor oyunu bozar. -Zora(zorlara) dağlar dayanmaz. -Zulüm ile abad olanın; ahiri berbat olur.(Kötülükle zengin olanın sonu kötü olur.) -Züleke gibi.(O züleke olmuş.)(züleke:aynı isimle anılan oyunda kullanılan yassı ve kaygan taş;züleke taşı.Kaypak,sözünde durmayan kişiler için söylenen bir deyimdir.) BİLMECELER -Yer altında yağlı kayış. Cevap:yılan -Çarığı çattım, peceden attım.(pece:pencere) Cevap:gün ışığı -Bir küçücük başı var. Dam dolu üleşi var.(üleş:leş) Cevap:çıra, gazyağı çırası -Dağdan gelir, Taştan gelir, Kolu bağlı ; Aslan gelir. Cevap:sel -Dağdan gelir takla makla. Aman ablam beni sakla. Ne nohuttur ne de bakla. Cevap:dolu -Sekir sükür ayaklı; Doksan türlü boyaklı.(boyak:boya) Cevap:tavşan -Elma yuvarlayanın kızını mı alırsın? Çöpe siyenin kızını mı alırsın? (siymek:köpeğin duvara, taşa veya bitkiye İşemesi Cevap:1-elma yuvarlayan: bok böceği,2- çöpe siyen:köpek -Dağdan gelir dadak gibi, Kolları var budak gibi, Eğilir su içmeye ; Beğirir oğlak gibi.(beğirmek:keçinin bağırma sesi) Cevap:tosbağa -Bizim evde karı var; Tepesinde deri var. Cevap:fes -İki çatal; zırp götüne. Cevap:pantolon ÇOCUK OYUN TEKERLEMELERİ Çocuklar oyun oynamadan önce oyun ebesini seçmek için bazı tekerle- meler söylerler.Tekerlemede kim çıkarsa oyun ebesi sayılır.Bu tekerlemeler kafiyeli kelimelerden oluşur.Bazıları kafiye için uydurulmuş anlamsız kelime- lerden oluşabilir (veya söylene söylene kelimeler değişerek anlamsız hale gelebilir). 1-Eveleme develeme Devekuşu kovalama Çeğriyi çeğmel Miskiyi hambal Halakada bülbül Çıkanada sümbül çeğmel:baston, halaka:halka, daire. Bu tekerleme Çimeli topluluğunun deve ve devekuşu bulunan bir yerde yaşadığını gösteriyor olmalıdır.Çimeli Aşireti Suriye’de Berriye Çölü’nde, Rakka’da, Halep civarında, Tarablus’ta(Şam’ın kuzeyi) bulunmuşlardı. 2-İsmail’ in bıçağı Elimi kesti niyleyim Yağlık verin sileyim Yağlık deve boynunda Deve harman yolunda Teptim ambar açıldı İskele boncuk saçıldı İskele boncuk has boncuk İlik düğme kaytancık. Yağlık:başörtüsü 3-İnne minne Ucu dinne Fil fillice Kuş tellice Seren ayı Seldir dayı Harıl hurul Sıç da kurul. Telice(tilice) kuşu:delice kuşu; bir çeşit yırtıcı atmaca kuşu 4-Ya şunda ya şunda Keçe külah başında. 5-El el epelek Elden çıkan topalak Topalağın yarısı Yumurtanın sarısı Çıktım Halep yoluna Halep yolu taşpazar İçinde maymun gezer Maymun beni korkuttu Kulağımı sarkıttı. 6-Züleke Oyunu ve Tekerlemesi:“Naç,kıç,on üç,ondört” veya “Naldırnaç,kıldırgıç,on üç,ondört” diye saymaya başlanır ve ilk saydığı ayak boyuna naç,ikinci ayak boyu için kıç,üçüncü ayak boyu için onüç diyerek saymaya başlar.Saymaya on sayı fazladan başlamış olur.Bazı uyanık(?) oyuncular saymaya “Naldır bir,naldır iki,sığır…ki,otuz iki,otuz üç” diye sayarak devam ederler.Böylece 19 sayı fazladan saymış olurlar.Rakibinin unutkanlığından istifade etmeye çalışır;veya oyunun kuralı bu şekilde kabüllenilir. Oyunun Oynanışı:Oyun iki kişi tarafından oynanır.Oyuna kura ile kazanan başlar.Her oyuncunun birer adet züleke adı verilen yassı,nisbeten dairevi ,bir karışlık taşı bulunur.Züleke taşının nisbeten pürüzsüz ve kaygan olması tercih edilir.(Bundan dolayı kaypak,sözünde durmayan kişiler için “ züleke gibi adam” deyimi kullanılır.).Bir de ortak kullanılan top adı verilen yuvarlak taş bulunur. Oyuna başlayan yuvarlak taşa züleke ile vurarak onu yerinden uzaklaştırır;ve uzaklaştırdığı mesafeyi ayak boyu sayarak hesaplar.İkinci vuruşunu yapmadan önce bulunduğu yerden rakibinin züleke taşına nişan alır.Eğer vurursa ikinci bulunduğu yerden(rakibinin züleke taşının yerinden) topa vurmaya çalışır;vurursa uzaklaştırdığı mesafeyi eski aldığı sayıya ayak hesabı olarak ilave eder.Rakibinin züleke taşını vuramazsa veya rakibinin züleke taşını vurduktan sonra ikinci kez topu vuramazsa vurma sırası rakibine geçer ;ve rakibi aynı işi yapmaya başlar.Oyun böylece devam eder.Daha önceden belirlenmiş rakama(100-200 gibi) kim erken ulaşırsa oyunu o kazanmış olur.